O güne kadar kamunun pek az dikkatini çekmiş bulunan kölelik konusu, ulusal bir sorun olarak gittikçe çok daha fazla önem kazanmaya başladı. Cumhuriyetin, Kuzey’deki eyaletler tarafından kölelere hemen ya da aşama aşama özgürlük verildiği ilk yıllarında, liderlerin çoğunluğu köleliğin giderek ortadan kalkacağını sanıyorlardı. George Washington 1786’da “köleliği yavaş yavaş, kesin ve farkına varılmayan aşamalarla ortadan kaldıracak” bir plan hazırlanmasını içtenlikle istediğini yazmıştı. Üçü de Virginialı olan Jefferson, Madison ve Monroe ile diğer önde gelen Güneyli liderler de buna benzer açıklamalar yapmışlardı. Kölelik, Kuzeybatı Torpakları’nda 1787 tarihli Kuzeybatı Kararnamesi ile yasaklanmıştı. Uluslararası köle ticaretinin yasaklandığı 1808’de bile, pek çok Güneyli devlet adamı köleliğin yakında ortadan kalkacağına inanıyordu. Bu beklentiler gerçekleşmedi; çünkü, yeni ekonomik öğeler köleliği 1790’dan önce görüldüğünden daha da karlı bir duruma getirince, Güney bir kuşak sonra, bölünmez bir kitle halinde kölelik kurumunun savunuculuğunda birleşti.
Eli Whitney’in 1793’te, tohumları pamuktan ayıran çırçır makinesini icat etmesinden sonra yeni pamuk türleri geliştirilmesinin teşvikiyle Güney’de pamuk endüstrisinin büyük bir atılım içine girmesi, anılan öğelerin başında geliyordu. Aynı zamanda, dokuma endüstrisini büyük çaplı bir imalat dalı konumuna getiren Endüstri Devrimi de, ham pamuk talebini önemli oranda arttırdı. Buna ek olarak, 1812 yılından sonra Batı’da geniş bir arazinin yerleşime açılmasıyla, pamuk üretimine yönelik topraklar da çoğaldı. Pamuk üretimi, hızlı bir biçimde, Doğu’daki kıyı eyaletlerinden Güney’in büyük bir kesimi üzerinden Mississippi deltasına ve oradan da Texas’a kaydı.
Bir başka emek-yoğun ürün olan şeker kamışı da, Güney’de köleliğin yayılmasına katkıda bulundu. Güneydoğu Louisiana’daki verimli ve sıcak toprakların, karlı olarak şeker kamışı üretmek için en elverişli ortamı oluşturduğu anlaşıldı. 1830’a gelindiğinde ülkedeki şeker arzının yaklaşık yarısını bu eyalet sağlıyordu. Son olarak, tütün üreticileri de batıya doğru ilerleyip köleliği beraberlerinde taşıdılar.
Kuzey’in özgür toplumu ile Güney’in köle toplumu batıya doğru yayıldıkça, batı topraklarında kurulan eyaletler arasında kabaca bir eşitliğin korunması, siyasal açıdan yararlıymış gibi göründü. Illinois’nin Birlik’e kabul edildiği 1818’de, 10 eyalet köleliğe izin veriyor, 11 eyalet yasaklıyordu; fakat, Alabama’nın da bir köle eyaleti olarak kabulü ile eşitlik sağlandı. Kuzey’de nüfusun daha hızlı artması, Temsilciler Meclisi’nde bu eyaletlere açık bir çoğunluk kazandırıyordu. Senato’da ise, Kuzey ve Güney arasındaki eşitlik korunmuş durumdaydı.
1819 yılında, 10.000 kölesi bulunan Missouri, Birlik’e katılmak için başvuruda bulundu. Kuzeyliler, Missouri’nin ancak özgür bir eyalet olursa kabul edilmesi için bir araya geldiler ve ülkede yaygın bir protesto fırtınası koptu. Kongre çalışmaları bir süre tıkandı; fakat, Henry Clay Missouri Uzlaşması diye bilinen anlaşmayı sağladı. Buna göre, Missouri bir köle eyaleti olarak, özgür bir eyalet olan Maine ile aynı zamanda kabul edildi. Kongre ayrıca, Louisiana Alımı sonucu kazanılan, Missouri’nin güney sınırının kuzeyindeki arazide köleliği yasakladı. Bu karar o günlerde Güney eyaletleri için bir zafer gibi görülmüştü; çünkü, bu “Büyük Amerikan Çölü”nde kesinlikle kimsenin yerleşmeyeceği düşünülüyordu. Anlaşmazlık geçici olarak çözümlenmişti. Yine de, Thomas Jefferson bir arkadaşına gönderdiği mektupta “bu büyük sorun, gecenin ortasında bir şimşek gibi beni uyandırdı. Bir an için, Birlik’in sonunun geldiğini düşündüm” diye yazmıştı.