“(Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür.” (Hûd, 11/114)
Yüce dinimiz İslam’ın beş temel esasından biri olan namazın farziyeti Kitap, sün-net ve icma ile sabittir. Günde beş vakit namazın vakitlere bağlı bir farz ibadet oldu-ğu Rabbimiz tarafından şöyle açıklanmaktadır.
“Namazı kıldığınız vakit, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.”
Şu halde namaz, belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmış bir ibadettir. Beş vakit namazın hangi vakitlerde ve nasıl kılınacağı konusuna gelince; bu konuya, Kur’an-ı Kerim’in bir kısım ayetlerinde ayrıntıya girilmeksizin işaret edilmiş, bu işaretler de Kur’an’ı tebliğ etmek ve açıklamakla görevli olan Peygamberimiz (s.a.s) tarafından sözlü ve bizzat uygulamalı olarak bizlere açıklanmıştır. Kur’an’daki mücmel, yani anlaşılması açıklamaya bağlı lafızları açıklama yetkisi Peygamber Efendimize aittir. Bu konuya Kur’an’da şöyle işaret edilmektedir:
“… İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.”
İşte bu ayette de belirtildiği gibi namaz vakitleri ve nasıl kılınacağı Peygamberi-miz tarafından açıklanmıştır. Namazın nasıl kılınacağı konusunda Peygamberimiz; “Benim namaz kıldığım gibi namaz kılın” buyurarak kendisi nasıl namaz kılıyorsa bi-zim de onun gibi namaz kılmamız gerektiğini belirtmiştir. Müslim, “Mesâcid”, 176-178; Tirmizî, “Salat”, 1; Nesaî, “Mevâkît”, 7, 12. I, 251, 258).
Gerek kılınış şekli, gerek vakitleri ile ilgili bu uygulama amelî tevatür olarak, günümüze kadar devam etmiştir.
Açıklamaya çalıştığımız “Hûd suresinin 114’üncü ayetinde, “Gündüzün iki ucunda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl…” buyurulmaktadır. “Bu ayete göre gecenin gündüze yakın saatlerinde, (akşam, yatsı ve sabah namazı olmak üzere) en az üç namaz var. Ayrıca gündüzün iki ucunda da iki vakit var. Böylece bu ayet-i kerimeden namazın beş vakit olduğu anlaşılmaktadır.” (Din İşleri Yüksek Kurulu’nun
23.09.2002 tarihli kararı)
Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim’de beş vakit namaza mücmel olarak işaret eden ayet-lerden Tâ-hâ suresinin 130’uncu ayetinde; “…Güneşin doğmasından önce de, batma-sından önce de Rabbini övgü ile tesbih et. Gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, rızaya ulaşasın.” buyurulmuş; güneşin doğmasından ve batmasından önce, gece saatlerinde ve gündüzün iki ucunda olmak üzere beş ayrı vakitte Cenab-ı Hakk’ı tesbih yani namaz kılmak emredilmiştir.
Bakara suresinin; “namazlara ve ayrıca orta namaza devam edin” mealindeki 238’inci ayetinde de “namazlar” anlamındaki “salâvat” kelimesi çoğuldur. Arapçada çoğul üçten başlar. “İki’’ye tesniye denir ve ‘‘iki namaz’’ sözü “salateyn’’ şeklinde söy-lenir. Demek oluyor ki, ayetteki “salâvat” sözünden en az üç namaz anlaşılır. Ayrıca bir de “orta namaz” var. Bu sebeple “orta namaz”, “namazlar” ifadesine dâhil olma-dığı gibi, her iki yanında eşit sayı bulunmadığı için, üç namazın arasında yer alacak bir namaza “orta namaz” denilmesi de mümkün değildir. O halde, ayetteki “salâvat” kelimesi, en az dört namazı ifade eder. Orta namaz buna eklendiğinde beş vakit na-maz ortaya çıkar. Orta namazın ikindi namazı olduğu bazı hadislerde açıklanmıştır.
Bunlardan başka Nisa 4/103, İsra 17/78, Rûm 30/17-18, Nûr 24/36, Kâf 50/39-40, Dehr (İnsan) 76/25-26 ayet-i kerimelerinde de beş vakit namaza veya vakitlerine mücmel o1arak işaret eden ifadeler bulunmaktadır. Bu mücmel ifade ve işaretler, Resûlullah (s.a.s),’ın söz ve uygulamaları ile açıklanmış, onun açıkladığı ve tatbik ettiği şekilde bütün Müslümanlar tarafından amelî uygulama olarak günümüze ka-dar devam ettirilmiştir. Asr-ı Saadetten beri her asırda Müslümanlar beş vakit namaz kılmış, hiç kimse bunun aksini söylememiştir…
Sonuç olarak Kur’an’da beş vakit namazın varlığı ve Peygamberimizin uygulama-ları açıkça ortadadır. Bizler de bu gün, günde beş vakit olarak Peygamber Efendimi-zin kıldığı ve bize tavsiye ettiği şekilde namazlarımızı kılmaktayız.