Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem devesinin adı.
Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicret etmek istediği s ırada Kusvâ adlı devesine bindi. Allahü teâlânın medhettiği beldelerin en kıymetlisi olan Mekke-i mükerremeden ayrılırken, Kusvâ’yı, harem-i şerîfe (Kâbe-i muazzamanın etrafındaki mescid) doğru döndürüp, mahzûn bir hâlde;
“Vallâhi! Sen Allahü teâlânın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Rabbim katında en sevgili olan ısın. Senden çıkarılmamış olsaydım, çıkmazdım. Bana senden daha güzel daha sevgili yurt yoktur. Kavmim beni senden çıkarmamış olsalardı, çıkmaz, senden başka bir yerde yurt yuva tutmazdım” buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Halebî)
Peygamber efendimiz Medîne-i münevvereye hicret edip gelince, Medîne’nin ileri gelenleri Kusvâ’nın yularını tutup, Peygamber efendimizin kendi evlerine misâfir olmasını istediler. Onlara; “Devemin (Kusvânın) yularını bırakınız. O me’mûrdur. Kimin evinin önünde çökerse, orada misâfir olurum” buyurdular. Kusvâ Medîne sokaklarından geçerek ilerledi ve bugünkü Mescid-i Nebî’nin (Peygamber efendimizin mescidi) kapısının bulundu ğu yere çöktü. Resûlullah efendimiz Kusvâ’nı n üzerinden inmedi. Hayvan tekrar ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Eski yere dönüp çöktü ve bir daha kalkmadı . Bunun üzerine Efendimiz, Kusvâ’nı n üzerinden inip; “İnşâallah menzilimiz (ineceğimiz yer) burasıdır?” buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Abdülhak-ı Dehlevî)