Geçim sıkıntısı veya nâmus korkusu (zinâ ithamlarından kaçınmak) için terkedilmiş, bir yere bırakılmış çocuk.
Lakîti terketmek günâh, görünce alıp ölümden kurtarmak şehirde sünnet, tenhâ yerde ise farzdır. Kuyuya düş en âmâyı (körü) kurtarmak da böyledir. Dâr-ül İslâm’da (İslâm diyârında) bulunan çocuk, hür ve mü’min olur. Lakît için, bu benim çocuğum diyen bir adamın sözü kabûl edilir. Kadın söylerse iki şâhid istenir. İlim öğretilir. Sonra san’ata verilir. Hükûmetten izin almadan sünnet ettirilmez, malı satılamaz. Hükûmetten izinsiz yapılan masraflar, çocuğa teberrû yâni hediyye olur. (Kâşânî)