Latîfe; manası hoş olan söz, espri ve şaka gibi mânâları ihtiva eden Arapça bir kelime. Hal inceliklerine sahip kalbe işaret eden bir kelime. Zihinde parlayan, anlayışla zuhur eden ve manasmdaki incelik sebebiyle anlatılamayan bir işarettir, denilmiştir. Ebu Said İbnü’l-Arâbî” Allah’ın, katından sana bağışladığı bir lütuftur. Onunla sen, Allah’ın anlamanı istediği şeyi anlarsın” diye açıklar. Bir de, her insanın göğsü üzerinde ruh dünyasının, maddî bedenle alâkasının yoğunluk kazandığı bir takım yerler vardır. Bunlar: 1. Kalp : Somatik olarak sol memenin dört karış altında; 2. Ruh : Sağ memenin dört karış altında; 3. Sır : Sol memenin dört karış üstünde; 4. Hafî : Sağ memenin dört parmak üstünde; 5. Ahfâ: Sağ ve sol memenin tam orta yerinin biraz üstünde. Bunlar ruhun bedene taallukunu anlattığı için, âlem-i emirden sayılmıştır. Bu latifelerden her biri, bir Peygamberin ayağı altındadır. Yani çeşitli peygamberlerin ulaştığı hakikatlara kabiliyet kazanmayı ifade eden kavramlar, tekâmülleri gösterir. Kaynaklara göre bu beş letaif (latifeler); kırmızı, sarı, beyaz, siyah ve yeşil olarak çeşitli kozmik renkler, ihtiva ederler.