Küpe anlamında Farsça bir kelime. Bektaşî tabiri olarak, bekar dervişlerin kulağına taktığı küpelere denir. Özellikle bu haydarîlerde yaygındır. Bu küpe, demir, pirinç, necef taşı veya gümüşten yapılır, sağ kulağa takılırdı. Dervişlik ve dünyaya önem vermemeyi ifade eden küpeleri, Yavuz Sultan Selim de kullanmıştır.
Dürr-i nazmın çarha mengüş olsa bilmez rüzgârı,
Şîr-i NefT midir ol, yâ kevkeb-i sara mıdır?
Nef’î
Mest olup bezm-i elestten taze kıldık huşumuz,
Huşumuzdan cümle âlem halkına menhusumuz,
Didemiz Hakk’ı görüp Hakk’ı işitir gûşumuz,
Bir gürûh-ı sultan-ı dehriz zümre-i Bektaşiyüz,
Lâmekân iklimine azmedenin yoldaşıyız.
Selâmi
(Manası: Elest toplantısında sarhoş olarak, aklımızı fikrimizi yeniledik. Küpemiz, herkese aklımızdan haber verir. Gözümüz Hakk’ı görmekte, kulağımız Hakk’ı işitmekte. Zamanın sultanı olan bir topluluğuz, biz Bektaşîleriz, mekânsızlık diyarına gitmek isteyenin yol arkadaşıyız biz.)