Vehmolunmuş, aslı esâsı yokken zihinde kurulmuş olan, kuruntuya dayanan. Hayâlî. (Bkz. Vehm)
Dışarıda bir şeyi görmek tatlı geldi ği gibi, onun aynadaki hayâlini görmek de tatlı gelmekte, sevilmektedir. Hâlbuki, o şeyin kendisi dış arda vardır. Aynada görmek ise, hayâl ve vehim olup, kendisi değildir. Fakat tesirleri ve işleri birbirlerine benzemektedir. Allahü teâlâ, lutf ve ihsân ederek, mevhûm olan şeylerin tesirlerini, mevcûd (var olan) şeylerin tesirlerine, işlerine benzettiği için, mevhûm olanlarda, mevcûda ihsân edilen (verilen) nîmetlerden pay almak ümidi meydana geldi. (Ahmed Fârûkî)