İslam tarihinde erken dönemlerden itibaren çeşitli mezhepleşme hareketleri ortaya çıkmıştır. Henüz Hz. Ali’nin hilafeti döneminde orta ya çıkan Şii ve Harici temayüller, gerek ortaya çıkış sebepleri gerekse sürekli biçimde savundukları görüşler ve sergiledikleri tavır itibarıyla si yasi fırka olarak kabul edilmiştir. Şia, halifenin Hz. Ali neslinden olması nı şart koşup bunun dışındakileri gayri meşru saymış, Hariciler ise halife için dini erdemlerin tamamını içeren takvadan başka hiçbir şart ileri sür memiştir. Şia içerisinde sonraki dönemlerde birçok alt grup ortaya çık mıştır. Şia’nın ana ekseninde yer alan İsnaaşeriyye Şiası, nübüvvetin Hz. Muhammed’le sona erdiğini kabul etmekle birlikte peygamberlere has olan gayb bilgisiyle günahtan korunmuşluk vasfının on iki imamda de vam ettiğini kabul etmiştir.
Erken dönemlerde ortaya çıkan Mutezile ise Allah’ın isim ve sıfat ları gibi teolojik konularda akla ve muhakemeye daha fazla vurgu ya pan yaklaşımlarıyla dikkati çekmiştir. Yine erken dönemlerden itibaren ana gövde bir mezhep hareketi olarak kabul edilen Ehli Sünnet ekolü Şia’nın ve Mutezile’nin dışındaki yapısıyla dikkati çekmiştir. Ehli Sünnet içerisinde de kelami açıdan Eşarilik ve Maturidilik, fıkhi açıdan da Ha nefilik, Şafiilik, Malikilik ve Hanbelilik gibi akımlar ortaya çıkmıştır.
Prof. Dr. Şinasi Gündüz