Müesseselerin Tarihi ve Devlet Adamları – Mehmet Emin

3 mins read

Toplumun genel kurumlarının başında bulunacak devlet adamlarında aranacak birtakım özellikler vardır. Bence bunların en önemlisi geçmişe ait tecrübelerden faydalanmasını bilmektir. Her birey geleceğe doğru yürürken birtakım imkânlar karşısında bulunur. Müesseseleri idare etmekle mükellef olanlar için de takip edilecek değişik yollar olabilir. Bunlardan birini seçerken mazide yapılan tecrübeler bize rehberlik ederse hareketimizdeki kuvvet, seçtiğimiz usûl hakkındaki kanaat sağlam olur.

Hiç özel hayatımızda nasıl hareket ettiğimize dikkat ettiniz mi? Dış tesirlerden kuvvet alan eğilimlerimiz tatmin edilmek ister. Bunun için birtakım eşya ararız, onların peşinde koşarız. Eğilimlerimizi tatmin edecek eşyayı seçerken en önemli dayanağımız hafızamızdır. Biliriz ki eskiden şu veya bu madde bizi tatmin etmiştir. Şahsî tercihlerimiz için hafızanın kıymeti ne ise bir müesseseyi idare edenler için de o müessesenin tarihi odur. Herhangi bir tedbir alacak olan devlet adamı karşısında birtakım imkânlar görür. Bunlardan birini tercih ederken kendisi için en önemli hareket noktası şu olmalıdır: Bu müessesenin başında bulunanlar ne gibi şartlar altında başarılı oldular? Ne tür tedbirleri başarısızlığa uğradı ve bunların sebepleri nedir? Bunlar üzerinde düşünmemiş olan bir iş adamının hareketi tesadüfe bağlıdır. Belki muvaffak olur, belki sarf edeceği emek tamamen boşa gider. Hâlbuki devlet adamının zamanı ve sarf ettiği kuvvet; toplumun, devletin malıdır. Onun hiçbir surette ziyana uğramaması ve muhakkak bir ürün vermesi gerekir. Şahsî hayatımızda birçok tereddütler geçirebilir, zamanımızı israf edebiliriz. Fakat günün belirli zamanını cemiyet ve devlet işine ayırmayı taahhüt etmiş olanlar harcadıkları emek ve zaman sonuç vermezse bir nevi “sui istimal” olur. Onun için müesseselerin başında bulunanlar tesadüfe kendilerini terk edemezler. Onlar hareketlerini, hesaba, tecrübeye dayandırmaya mecburdurlar. Mazideki tecrübeler ise müesseselerin tarihinde bulunur.

Mesela eğitim sistemimizde genişleme ihtiyacı hissediyoruz. İlk tahsil ile umumî terbiyeyi almış olanlar yüksek tahsil görmeyeceklerse onları sanata hazırlayacak müesseselere ihtiyacımız vardır. Biliyoruz ki, ancak bu sayede memleketin ticaret, sanat, ziraat hayatı göreneğe esir olmaktan kurtulur, ancak bu sayede birtakım vatandaşlar daha faydalı olabilirler. Bugün şiddetle duyduğumuz bu ihtiyacı, dünkü maarif adamları da duymuştu. Yer yer sanayi, ticaret, ziraat okulları açıldı. Bir aralık bütün beş senelik idadîler böyle mesleğe yöneltilmek istenildi. Bütün bu tedbirlerden sonra yine de durumdan memnun değiliz. Çünkü bu yolda daha önce verilen kararların bir kısmı hiç uygulanmadı. Açılan okulların bir kısmı da arzu edilen neticeyi vermedi.

Bu durum da şimdiye kadar takip edilen yöntemi bırakmak gerektiğine kuşku bırakır mı? Fakat yeni bir yol seçerken neye dayanacağız? Şüphe yok ki bu hususta en güvenilir dayanak bu müesseselerin tarihinden alacağımız derslerdir. Şimdiye kadar takip olunan ve netice vermeyen usûlün neden başarı sağlamadığını araştırıp, mazideki şartları değiştirebildiğimiz zaman, yeni ve doğru bir yol bulmuş oluruz.

İşte bunun içindir ki her memlekette müesseselerin tarihine ve her devirde verdiği semerenin tespitine önem veriyorlar. Her memlekette müesseselerin mazisine ait vesikaları derhal bulabilirsiniz. Bu eserlerden hangi devirlerde ve ne şartlar altında bunların ortaya çıktığını anlayabilirsiniz.

Maalesef bizde müesseselerin tarihini, onların nasıl oluştuğunu ve ne neticeler verdiğini gösterir vesikaları bulmak çoğunlukla mümkün değildir. Bunun için mazideki tecrübeler çok zaman programlarımıza rehberlik edemiyor, tedbirlerimiz şahsî görüş ve algılarımızın esiri oluyor. Bilhassa maarif gibi en önemli tecrübeye dayanması gereken işlerde kurumların tarihini, geçirdiği devirleri, onu idare edenlerin ne türden hizmetler ettiklerini tespit etmeye mecburuz. Bu sayede hem gelecekte vereceğimiz kararlarda daha isabet olabilir, hem de bu tarihler ahlak için bir kuvvet kaynağı teşkil eder. Daha önce muvaffak olanların faaliyetleri, planlarımız için emniyet ve kudret kaynağıdır, onların yanlış uygulamaları da bizi düştükleri hatadan koruyacak emniyet tertibatıdır.

Hazırlayan: Prof. Dr. Şaban Öz

SAMER

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe