Eşit, denk.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Mekke şehri alınmadan önce din düşmanları ile harb edenler ve malları nı, Allah yolunda harc edenler ile, Mekke alındı ktan sonra bunları yapanlar, müsâvî değildir. Birinciler elbette daha yüksektir. Allahü teâlâ hepsine Hüsnâyı, yâni Cennet’i söz verdi.
(Hadîd sûresi: 10)
Ağı rbaşlı kimse, medh olunmayı sevmez, yerilmekten de üzülmez. Fakirle zenginleri müsâvî tutar. Tatlıyı acıyı ayırmaz. (Ali bin Emrullah)
Resûl-i ekrem Mekke’den Medîne’ye hicretleri sırasında Eylül ayının yirminci ve Rebî’ul-evvel’in sekizinci Pazartesi günü Kubâ köyüne geldiler. Gece ve gündüzün müsâvî olduğu Eylül’ün yirmi üçüncü gününü burada geçirip, Rebî’ul-evvelin on ikinci Cumâ günü Medîne’ye ulaştılar. (Kâdı Beydâvî)