Kamıştan yapılan içi boş bir çalgı âleti.
Allahü teâlânın aş kı ile dolmuş. Evliyânın büyüklerinden olan Celâleddîn-i Rûmî (kuddise sirruh) ney ve başka hiçbir çalgı çalmadı. Mûsikî dinlemedi ve raks, dans etmedi. (Âbidîn Paşa)
Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ) ile berâber gidiyorduk. Ney sesi işittik. Abdullah, kulaklarını parmakları ile kapattı. Oradan hızla uzaklaştı k. “Ney sesi işitiliyor mu?” dedi. “Hayır işitilmiyor” dedim.Parmaklarını kulaklarından çekti ve “Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de böyle yapmıştı” dedi. (Nâfi)
- İnsan-ı kâmil, İslâm dîninde yetişen kâmil yüksek insan.
Mesnevîde geçen ney kelimesi, insan-ı kâmil mânâsındadır. Bu benzetmede bâzı hikmetler mevcuttur. Meselâ neyin sesi kendiliğinden çı kmadığı gibi, kâmil insanın hareketleri ve sözleri de hep Allahü teâlânın ilhâmı iledir. İnsan-ı kâmilin hikmet dolu sözlerini işitip, dinleyenler kalblerini dünyâya bağlamaktan kurtarı rlar ve ilâhî aşkları artar. Ney’in görünüşü dosdoğrudur. Kâmil insan olan Allah adamlarının da her hâli dosdoğru, ve güzel huylar sâhibidir ve Allahü teâlânın ihsânlarına kavuşmuştur. İhsânlarla donatılmıştır. (Âbidîn Paşa)
Dinle neyden nasıl anlatıyor
Ayrılıklardan şikâyet ediyor.
(Mevlânâ Celâleddîn Rûmî)