Nixon, sekiz yıl süren Demokrat Parti iktidarından sonra göreve geldi. 1960’taki başarısız başkanlık yarışından önce Eisenhower’in başkan yardımcılığını yapmış olan Nixon, politikayla ilgilenmekle birlikte bu işe Başkan Johnson kadar heves duymuyordu. Gelişmelere uzak duruyor, çok kez rahatsız oluyormuş gibi bir görünüm sergiliyor, atacağı her adımı önceden hesap ediyordu. Bu davranışı başlangıçta işine yaradı; fakat, sonuçta da yıkılmasına yol açtı.
Nixon, Cumhuriyetçilerin mali sorumluluğa ilişkin değerlerini benimsemekle birlikte, hükümetin daha büyük rol oynaması gerektiğini ve sosyal yardıma yönelik devlet yöntemlerini de kabul ediyordu. Temelde istediği, buna ilişkin programların daha iyi uygulanmasıydı.
Nixon başkanlığı sırasında bir dizi ekonomik sorunla karşılaştı. 1973’e gelindiğinde enflasyon oranı yüzde 9 olmuş, endüstri hisse senetlerinin Dow-Jones ortalaması Kasım 1968-Mayıs 1970 arasında yüzde 36 düşmüş ve 1970 sonlarında işsizlik oranı yüzde 6,6’ya erişmişti. 1971’de ücret-fiyat kontrolleri uyguladı, ancak bunların pek az yararı oldu.
Nixon’un kontrolü dışında kalan gelişmeler onun ekonomik politikasını baltaladı. İsrail’e karşı 1973’te yapılan savaş sırasında Suriye ve Mısır, İsrail’in müttefiki Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderilen petrole ambargo uygulaması için Suudi Aarabistan’ı zorladılar. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) diğer üyeleri de fiyatlarını dört kat arttırdılar. Amerikalılar hem kısıntılarla hem de hızla artan fiyatlarla karşı karşıya kaldılar. Bunu izleyen yıl ambargonun sona ermesine karşın yüksek fiyatlar sürdü. Daha yüksek enerji fiyatları Amerikan ekonomik yaşamındaki her alanını etkiledi; enflasyon 1974’te yüzde 12’ye yükseldi ve daha büyük bir işsizlik oranına yol açan olumsuz gelişmelere neden oldu. Anılan ekonomik gerileme ve enflasyon dönemi (stagflation), Amerika’nın 1948’den beri yüzünü güldürmüş olan büyük ekonomik patlamayı sona erdirdi.
Nixon bir yandan ekonomiyi yönetmeye çalışırken bir yandan da “kamu düzeni”ni yeniden kurmaya çabalıyordu. Amerikan kentlerinde suç oranının giderek yükselmesi, siyasal protestoların artması, uyuşturucu kullanımının çoğalması ve A.B.D. üniversitelerinde cinsel ilişkilere hoşgörüyle bakılması pek çok Amerikalıyı huzursuz ediyordu. Siyasal tabanını güçlendirmeyi amaçlayan Nixon, bozulmaları karşılamak için hükümetin gücünü kulanma yolunu seçti. Göstericileri ağır bir dille eleştirdi, çarpıtılmış haberler verdiği gerekçesiyle basına saldırdı ve muhaliflerini susturmaya çalıştı.
Bahis konusu strateji Watergate olayında geri tepti. İlk görev döneminde Kongre’nin her iki meclisinde de Demokrat Parti çoğunluğuyla karşı karşıya kalan Nixon, 1972 seçimlerinde büyük bir başarı sağlamak ve meclislerde Cumhuriyetçilerin çoğunluğunu sağlayarak yasama organındaki tıkanıklığı sona erdirmek istiyordu. Başkanı Yeniden Seçtirme Komitesi, seçim yardımlarının açıklanmasını gerektiren yeni yasa yürürlüğe girmeden önce para toplamak için yoğun bir bağış kampanyası başlattı.
1972 yılı başlarında Nixon’un çevresindekiler, Demokrat Parti Ulusal Komitesi’nin Washington, D.C.’deki Watergate apartman grubunda bulunan bürosunun telefonlarının dinlenmesini önerdiler. Girişim başarısız oldu. Gizlice büroya girip bunun ardından tutuklananların üzerinde bulunan para ve belgelerden onların Beyaz Saray’la bağlantısı olduğu anlaşılınca yönetim bu işe karıştığını örtbas etmeye karar verdi. Olayın ortaya çıkmasından altı gün sonra Nixon, Merkezi İstihbarat Örgütü’nü (CIA) aradı ve Federal Araştırma Bürosu’nun (FBI) yürütmekte olduğu araştırmanın, ulusal güvenlik nedeniyle durdurulması emri vermesini istedi. Gerçekte bu olay, yönetimin “düşman”ı olduğu düşünülen kişilerin bulunup yok edilmelerine yönelik kampanyanın bir parçasıydı. Anılan kampanya, telefonların yasa dışı dinlenmesini, bürolara gizlice girilmesini ve seçim bağışları sağlanmasını içeriyordu. Nixon o yıl yapılan seçimleri büyük bir farkla kazandıysa da basın ve özellikle de Washinton Post gazetesi araştırmalarını sürdürdü. Skandal ortaya çıkınca, Kongre’deki Demokrat Parti çoğunluğu Nixon aleyhinde meclis soruşturması işlemleri başlattı. Olaya ilişkisini gösteren kanıtlar çoğalınca Başkan 9 Ağustos 1974’te istifa etti.