Oksijen, hayatımızın en kritik elementi ve her canlının varlığını sürdürebilmesi için olmazsa yaşam kaynağıdır. Havada, bulutlarda, yağmurda, okyanuslarda, nehirlerde, bitkisel/hayvansal oluşumlarda ve diğer su kaynaklarında bulunan oksijen, vücudumuzun %80’inin sudan oluştuğu da düşünülürse yaşam için ne kadar önemli olduğu ortadadır.
Oksijen vücudun tüm hücrelerinin temel olarak ihtiyaç duyduğu bir maddedir. Hücrelerin fonksiyonları devam ettirmeleri için vazgeçilmezdir. Dünya üzerinde oksijensiz bir hayat mümkün değildir. İnsan vücudu ancak 2 dakika oksijensizliğe dayanabilir. Temiz ve rafine bir ortamda solumak vücudumuzda canlandırıcı etkiler oluşturur.
Oksijen molekülü O2, iki oksijen atomunun birleşmesinden oluşuyor. Dünyada tüm bitkilerin, milyonlarca yıldır yapmış oldukları fotosentez sonucunda oluşan O2, insanlar ile birlikte tüm canlıların yaşamı için en büyük hayat kaynağıdır. Oksijen (O2), renksiz, kokusuz, periyodik tabloda VIb grupta yer alan bir elementtir.
Normal koşullarda ve deniz seviyesinde havada maksimum düzeyde % 21 oranında oksijen bulunmaktadır. Ancak çevre kirliliği, çevre kirliliğine sebep olan gazların yarattığı sera etkisi, ozon tabakasının delinmesi, yeşil alanların azlığı, oksijenin varlığını olumsuz şekilde etkilemektedir. Yani sadece çok temiz ortamlarda bu % 21’lik oran söz konusu olmaktadır. Zaten bu oran da insanların oksijen ihtiyacını karşılamak için yeterli değildir.
200 yıl öncesine kadar atmosferdeki oksijen miktarı %40 iken günümüzde bu oranın sadece %19- 21 ‘dir.
Yaş, yaşam koşullarının ağırlığı, stres ve bazı organizmalardaki biyokimyasal oluşumlar nedeniyle de kandaki O2 miktarı azalmakta, bu da vücudumuzdaki oksijen
gereksinimini artırmaktadır.
Oksijen yetersizliği sonucunda vücudumuzda birçok fonksiyon yeterince çalışmamaktadır. Bunun sonucunda ise anlam veremediğimiz rahatsızlıklar meydana gelmektedir. Kendimizi zinde hissetmeyişimiz, moral bozukluğu, mutsuzluk, sinirlilik hâli, çoğu zaman oksijenin vücudumuzda yeteri kadar olmayışından kaynaklanmaktadır. Ufak sorunlar gibi gözükse de her ufak sorun peşinden daha büyük sorunlar getirmektedir. Tüm sorunlar bir araya geldiğinde içinden çıkılması güç durumlar yaratmaktadır.
Oksijenin Yararları
Enerjimizi artırır (O2 ‘nin bize verdiği enerji, toplam enerji ihtiyacımızın %90’ı olup bu oran beslenme yoluyla sağlanacak enerji için %10’dur.) .
Hafıza gelişimini sağlar.
Kan basıncının düşürülmesi sağlar
Diyabetik şartların olumlu geliştirilmesini sağlar.
Sindirim ve hücre metabolizmalarının geliştirilmesini sağlar.
Normal uyku düzeninin sağlanması ve kronik yorgunlukların önlenmesi sağlar.
Konsantrasyonun devamlılığını sağlar.
Bağışıklık ve sinir sisteminin desteklenmesini sağlar.
Kalp atışlarının düzenlenmesi, olası kalp krizi risklerinin azaltılmasını sağlar.
Baş ağrısı, migren ve mahmurlukların önlenmesini sağlar.
Kas problemleri ve yarışmacı, sporcu performansının artırılmasını sağlar.
Saç güçlendirilmesi ve cilt bakımını sağlar.
Kandaki toksinlerin temizlenmesini sağlar.
Dayanıklılığı geliştirir.
Vücutta Oksijen Eksikliğinde Oluşabilecek Rahatsızlıklar
Tüm vücutta güçsüzlük
Aşırı yorgunluk ve bitkinlik
Dolaşım bozukluğu
Sindirim bozukluğu
Kas ağrıları
Baş dönmesi
Depresyon
Hafıza kaybı
Davranış bozuklukları
Akciğer problemleri
Bağışıklık sisteminde bozukluklar