Türk iktisat tarihçiliğinin büyük ismi Ömer Lütfi Barkan, Edirne’de dünyâya gelmiş ve Edirne Numûne Mektebi’nde tamamladığı ilköğrenimini tâkiben Edirne Muallim Mektebi ve İstanbul Orta Öğrenim Mektebi’nde okumuştur. 1920’deki mezûniyetinden sonra, 1922’de Edirne Gazi Paşa Mektebi’nde öğretmenliğe başlamış; ancak İstanbul Dârülfünûnu’na kaydolduğu için buradaki görevinden ayrılmak durumunda kalmıştır. 1927’de Edebiyat Fakültesi ve Yüksek Muallim Mektebi’nden mezun olan Barkan, aynı yıl meşhûr arkeolog ve sanat târihçisi Albert Gabriel’in yönlendirmesiyle, Strasbourg Üniversitesi’ne gönderilmiş ve burada Edebiyat ve Hukuk fakültelerinden lisans ile genel felsefe, sosyoloji ve psikoloji sertifikaları alarak 1931’de yurda dönmüştür. Döner dönmez Eskişehir Lisesi felsefe ve yurtbilgisi öğretmenliğine atanan Barkan, 1933 yılındaki üniversite reformu esnâsında, doktora ve doçentlik tezi olmadığı hâlde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne naklen geçerek Yusuf Kemal Tengirşenk’in yanında Türk İnkılâp Târihi doçenti[1] olmuştur. Barkan, 1936 – 1937’de gerek Siyâsal Bilgiler Fakültesi Mecmuası gerek Ülkü dergisinde dikkat çekici yazılar yazması üzerine, Ömer Celâl Saraç’ın talebiyle, 1937’de, – diğer görevinin yanı sıra – İktisat Fakültesi’nde İktisat Tarihi ve İktisâdî Coğrafya Kürsüsü’nde de görevlendirilmiştir. 1938 sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nda Kuruluş Devrinde Toprak Meselesi konulu doçentlik tezini teslîm eden ve birkaç ay sonra bilimsel konferans, kollokyum ve deneme dersini yine toprak meseleleri, nüfus ve arazi sayımları ile sürgünler konusunda veren Barkan, bu süreç boyunca çalışmalarının çeşitli aşamalarında jüri olan Fuad Köprülü, Ebülula Mardin, Şükrü Baban, Fritz Neumark, Gerhard Kessler gibi isimlerin onayıyla Umumî İktisat ve İktisâdî Doktrinler Doçenti olmuş, bir yıl sonra da kendisine profesörlük unvânı tevcih edilmiştir. 1939’da neşrine başlanan İktisat Fakültesi Mecmuası’nda yazı heyeti üyesi olan Barkan, 1951’de aynı yayının yazı işleri kurulu başkanı olmuş, ölümünden kısa süre öncesine kadar da bu görevi sürdürmüştür. 1939’da Hayriye Lisesi Edebiyat Şubesi son sınıf öğrencilerine felsefe dersi veren ve sonraki yıl Yüksek Öğretmen Okulu’na müzâkereci oarak atanan Barkan, 1940’tan îtibâren, Edebiyat Fakültesi’ndeki Türkiye Teşkîlât ve Müesseseleri Târihi dersi dışında, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Türk Hukuk Târihi ve Toprak Hukûku derslerini okutmuştur. 1950’de İktisat Tarihi ve İktisâdî Coğrafya Kürsüsü başkanlığı ve 1950 – 1952 yılları arasında İktisat Fakültesi dekanlığı yapan Barkan’a, 1955 ders yılının başında Strasbourg Üniversitesi tarafından fahrî doktora verilmiş, ayrıca Rockefeller Vakfı’nın kendisine burs vererek önereceği bir projeyi finanse etmek teklifinden Türk İktisat Tarihi Enstitüsü ile verimli çalışmaları içerisinde en önemli eserlerinden biri sayılan ve Süleymaniye Câmii’ne âit inşâ ve yapı masrafları defterlerinin uzun yıllara yayılacak değerlendirilmesiyle 1972 ve 1979’da neşredilecek iki ciltlik Süleymaniye Cami ve İmareti İnşaatı adlı eser vücut bulmuştur. 1957’de Ordinaryus pâyesini alan Barkan, üniversitedeki görevleri hâricinde 1963’ten 1972’ye kadar İstanbul Özel İktisat ve Ticârî İlimler Okulu’nda Genel İktisat Târihi derslerini okutmuştur.
Türk tarihçiliğinin Köprülü sonrasında uluslararası mecrâda boy gösteren ve onun Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası’nı çıkararak açtığı çığırın kendisinden sonraki ilk büyük ismi olan Barkan’ın en önemli yanı, tahrir defterlerini ilk defa sistematik olarak incelemeye başlayan ve bunların Osmanlı toprak ve nüfus meseleleri açısından değerini ortaya koyan bir âlim olmasıdır. Ayrıca arâzi kânunlarını inceleyerek bunların iktisat târihi içindeki önemine işâret etmiş, bu konuda en hacimli çalışması olarak Osmanlı İmparatorluğu’nda Ziraî Ekonominin Hukukî ve Malî Esasları, I. Kanunlar adlı eserini 1940’ta yayınlamıştır. Diğer yandan o, târihimizin siyâsî ve askerî veçhelerini hikâyeci bir bakış açısıyla ele alan Osmanistik anlayışının terk edilerek kurumsal ve yapısal incelemelere ağırlık verilmesi, târihimizin sosyal ve ekonomik problemlerinin açıklanabilmesi amacıyla istatistik ve demografi ilimlerinin yöntem ve araçlarının kullanılması gerektiğini savunmuştur. Bu görüşleriyle tek başına bahsettiği ilgi alanlarına eğilmek yerine sonraki yıllarda önemli çalışmalar vererek tarihçiliğimize katkı sunan ve aralarında Cengiz Orhonlu, Halil Sahillioğlu, Mübahat Kütükoğlu, Mehmet Genç gibi değerli isimlerin yer aldığı bir ekip oluşturan Barkan’ın asıl büyük hedefi, H. Sahillioğlu’nun belirttiği gibi bütün ayrıntılı yayınlarının sonuçlarının birleşeceği Türkiye İktisat Tarihi adlı büyük sentez eserini yazmak dışında, C. Çakır’dan öğrendiğimize göre, Türk iktisat târihi hakkında belge, yerli ve yabancı teliflerin asılları veya mikrofilmlerinden oluşan bir İktisat Tarihi Müzesi kurmaktı.
Strasbourg’ta okuduğu yıllarda Lucien Febvre ve Marc Bloch gibi Annales ekolünün kurucusu olan târihçilerin ders ve yayın faaliyetlerinin etkisiyle; ayrıca onların da üstâdı olan meşhûr Ortaçağ târihçisi Henri Pirenne’in eserlerinin gölgesinde gelişen düşünceleri ve bilhassa bu ekolün sonraki temsilcisi Fernand Braudel’in çalışmalarına duyduğu ilgi, E. Ayan’ın ifâdesiyle, Barkan’ı, Türk târihçiliğini Annales okulu ve özellikle Braudel çizgisinde hazırlamaya itmiş ve kendisini “bu ekolün Türkiye’deki bir parçası hâline getirmiştir.” Braudel’in, dilimize çok sonraları II. Felipe Döneminde Akdeniz ve Akdeniz Dünyası adıyla çevrilen ve aslı 1949’da neşredilen La Méditerranée et le monde méditerranéen à l’époque de Philippe II adlı eserini İktisat Fakültesi Mecmuası’nda tanıtan Barkan, onun Türk târihçileri için bir yöntem ortaya koyduğunu ve yazdıklarının bizim yazacaklarımızı beslediğini belirterek kendi üzerindeki etkisini ifâde etmiştir. Ayrıca, Y. Koç’tan naklederek belirtmeliyiz ki; Braudel’in “eserinde yer alan nüfus verilerini Osmanlı kaynakları ile karşılaştırmış ve tüm Akdeniz dünyasında XVI. yüzyıl boyunca görülen nüfus artışının Osmanlı coğrafyasında da var olduğunu ortaya koymuştur. Bu çerçevede demografi tarihi için uygun verileri barındıran tahrir, avarız ve cizye defterlerine dikkat çekmiştir. Bu defterlerin bir kısmını sadece yayımlamakla yetinmeyen Barkan, verileri Annalesçilerin bulguları ile karşılaştırmıştır.”
Barkan’ın, kitapları fazla değildir; fakat geniş bibliyografyasını dolduran ve hemen hepsi alanlarında öncü olan makalelerinin çoğu birer kitap hacmindedir. Meselâ 1940’ta yayınladığı “Türk Toprak Hukuku Tarihinde Tanzimat ve 1274 (1858) Tarihli Arazi Kanunnâmesi” başlıklı makalesi 100, İslâm Ansiklopedisi için hazırladığı “Timar” maddesi yaklaşık 50, “Kanunname” maddesi ise 100 sayfayı aşan oylumlarıyla dikkat çeken önemli çalışmalarından sâdece birkaçıdır. Barkan, Osmanlı Devleti’nin kuruluş meselesini de iskân politikaları bağlamında ele almış, bu vâdide Köprülü’nün ortaya koyduğu çalışmaları, Vakıflar Dergisi’nde 1942’de neşrettiği “Osmanlı İmparatorluğu’nda Bir İskan ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakıflar ve Temlikler I: İstila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler” adlı yine yaklaşık 100 sayfayı bulan geniş bir makâleyle geliştirmiştir. Barkan, 1978’de, “Hüdavendigâr Livası Tahrir Defteri Mukaddimesi” ile Sedat Simavi Büyük Ödülü’nü kazanmış, bu eserin tamamı, 1988’de Hüdavendigâr Livâsı Tahrir Defterleri I adıyla neşredilmiştir.
Göktürk Ö. Çakır