II. Bayezid, Edirne’de ünlü Bayezid Külliyesi’ni yaptırdı. Dört yıl süren inşaat sonunda, cami, hastane, imaret, medrese, kervansaray, hamam ve diğer yapılar hizmete girdi. Külliyenin “Darüşşifa” denilen hastanesi, akıl ve ruh hastalarının tedavi yeriydi. Darüşşifada böyle hastalar müzikle, çiçekle ve özel beslenme yöntemleriyle tedavi edilirdi. Yararlı olduğu anlaşılan bu tedavi usulleri, ancak 20. yüzyılın ortalarından itibaren bazı Batı ülkelerinde uygulanmaya başlandı.
Darüşşifanın, müzik aleti çalan yedi “sazende”si, şarkı söyleyen üç “hanende”si vardı. Musikinin hastalara iyi geldiği tecrübeyle anlaşılmıştı. Darüsşşifada lale, sümbül, karanfil, şebboy, yasemen, nesrin, deveboynu vs. gibi çiçekler bol miktarda yetiştirilirdi. Bu çiçeklerin yalnız renkleri değil, kokuları da akıl hastalarının tedavisinde olumlu sonuçlar vermekteydi. Edirne Darüşşifasına bağlı eczanede, bedava ilaç dağıtılırdı. Herkes, istediği kadar ilaç alabilme hakkına sahipti. Ancak eczanenin bir duvarına, gerçekten hasta ve fakir olanların ilaç almalarını belirten ve Sultan Bayezid’in mührünü taşıyan bir temenni yazısı asılmıştı. Padişahın bedduasına uğramak korkusu yüzünden, varlıklı kişilerin veya ticaret yapma düşüncesinde olanların, bu fırsattan kötü maksatla yararlanmaya kalkıştıkları görülmemiştir.