Geçtiğimiz hafta uluslararası bir skandala yol açan Pentagon Belgeleri ne ilkti ne de son olacak. Soğuk Savaştan günümüze kadar birçok kez ABD Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) belge sızıntısı gerçekleşmişti.
Fakat, geçtiğimiz hafta Washington Post gazetesinin duyurduğu skandal başta ABD olmak üzere tüm dünyanın gündemine oturdu ve büyük bir endişe yarattı. Bir sosyal paylaşım platformu olan “Discrod”da yayınlandığı iddia edilen belgeler başta Ukrayna-Rusya savaşı olmak üzere, AB Ülkeleri, ABD, Arap Emirlikleri, Çin, İsrail ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelere dair gizli olması gereken bilgileri içermekteydi. Bu bilgiler arasında Ukrayna savaşına dair kritik istihbarat bilgileri, saldırı planları ve önemli askeri bölgelerin koordinatları yer almakta.
Yayınlanan belgeler ile ilgili başta Amerika basını olmak üzere tüm dünyada çok ciddi tartışmalar yaşanmaya devam ediyor. Belgelerin büyük bir istihbarat zaafiyeti olduğunu iddia eden de var, bilinçli olarak ABD’nin dezenformasyon amacıyla yaydığını düşünenler de var. Skandalın duyurulduğu ilk saatlerde kamuoyunun gerçek algısı belgelerin dezenformasyon olduğu ve yanlış bilgiler ihtiva ettiği üzerine kurulmuş olsa da ABD’li yetkililer belgelerde yer alan gizli bilgilerin büyük bir kısmının gerçek olduğunu doğrulamış vaziyette. Fakat bazı belgelerin de değiştirilmiş olduğunu ifade ediyorlar.
Belgelerin kaynağına ilişkin yapılan soruşturmalarda ilk önce bir bilgisayar korsanlığı neticesinde elde edildiği düşünülmüştü. Fakat soruşturma derinleştikçe bu skandalın bir bilişim korsanlığından ziyade içeriden bir sızıntı olduğu netleşti. Belgeler ilk önce Discrod kanalında yayınlandı. İnceleme yapan yetkililere göre belgeler gelişi güzel katlanarak cebe koyulmuş ve hızlıca güvenlik alanının dışına çıkartılarak panik içerisinde fotoğraflanmış.
Belgelerin nasıl çıktığı ve ne şekilde dolaşıma sokulduğu bir yana hepimizin odaklandığı esas şey belgelerin ihtiva ettiği gizli bilgiler. Öncelikle belgeler incelendiğinde bir savaş planı veya gelecekte yapılması planlanan saldırılara yönelik bilgiler içermediği görülüyor. Özellikle de uzun süredir Rusya’ya karşı taaruz hazırlığında olduğu bilinen Ukrayna’ya dair bilgileri barındırmaması oldukça önemli. Fakat belgelerde Ukrayna’nın büyük taaruzu öncesi ABD ve NATO’nun Ukrayna birliklerini nasıl güçlendirmeyi planladıkları ve destekleri hangi kanaldan ne ölçüde yapabileceklerine dair istihbarat bilgileri içeriyor.
Belgeler aynı zamanda savaşa dair kamuoyunun bildiği pek çok şeyin aslında gerçek ve doğru olmadığını gösteriyor. Nitekim Rusların geri çekildiği bilinse de esasında Ukrayna ordusunun da iyi durumda olmadığı belgelerden anlaşılıyor. Özellikle de Rusya’nın hava saldırılarını püskürten Ukrayna savunma sistemlerinin zaafiyet içerisinde olduğu ve gerekli güçlendirme desteğinin verilmediği takdirde Rusya’nın hava üstünlüğünü ele geçirerek savaşın seyrini değiştirebileceği anlaşılıyor.
Sızıntı belgelerin etkisinin uzun bir süre devam etmesi muhtemel. Çünkü, belgeler sadece ABD’ye ve Ukrayna savaşına dair gizli bilgileri içermiyor. Başta ABD’nin müttefiki olan ülkelere dair de ciddi sızıntılara yol açmış durumda. Nitekim ABD ile istihbarat paylaşımı yapan ülkelerin de önemli bilgileri bu sızıntıyla ortaya çıktı. Sızıntı belgelerle bu ülkelerin politik duruş ve hamlelerini açığa çıkarması ABD ve müttefikleri arasında bir güvensizlik ortamını doğurdu.
“Sızıntı zaafiyet içerse de ABD’nin istihbarat gücünü de ortaya koyuyor”
Pentagon’dan sızdırılan belgelere göre ABD istihbaratının Rus istihbarat ve güvenlik servislerinin içerisine girerek savaşa dair gizli bilgiler topladığı görülüyor. ABD istihbarat birimleri tarafından Rus güvenlik ve istihbarat birimlerinden toplanan bilgilerin Ukrayna’ya aktarıldığı ve Ukrayna tarafından savaşta bu bilgilerin kullanıldığı anlaşılıyor. Rusya’nın gelecek hamleleri, askeri gücü ve zayıf noktalarına yönelik ABD’nin elde ettiği bilgiler Ukrayna’nın savaştaki en önemli kozlarından biri olduğu muhakkak. Belgelere bakıldığında, savaşın başından itibaren ABD’nin süreci hem askeri, hem politik hem de istihbarat olarak profesyonelce ve başarıyla yönettiğini söylemek mümkün. ABD istihbarat birimlerinin savaşın ilk günlerinden itibaren Moskova’nın saldırı zamanları ve öncelikli saldırı hedefleri ile ilgili gerçek zamanlı istihbarat verileri elde ederek Ukrayna için can simidi olduğunu söylemeliyiz. Fakat bu sızıntılardan sonra birçok şeyin değişeceği muhakkak. Özellikle de Rusya’nın önlem alma noktasında gerekli adımları atacağı şüphesizdir.
Pentagon’dan sızdırılan belgelere göre ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Letonya’nın Özel Kuvvetleri Ukrayna savaşında aktif faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda NATO kuvvetlerinin Ukrayna askerlerine eğitim verdiği belgelerde dikkat çeken diğer bir husus.
Ukrayna ve Rusya Pentagon sızıntısı hakkında ne düşünüyor?
Savaşın iki tarafı olan Ukraynalı ve Rus yetkililere göre belgelerin yayılması bir istihbarat zayıflığından ziyade ABD’nin şaşırtma ve kandırmaca amaçlı yaptığı bir dezenformasyon. Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenski’nin danışmanı Mikhailo Podolyak skandalın ardından The New York Times’a yaptığı açıklamada yayınlanan belgelerin tamamı ile kurgusal ve hayal ürünü bilgilerle dolu olduğunu açıkladı. Podolyak’a göre sızıntının arkasında Rusya var ve savaşın seyrini değiştirmek, Ukrayna devletinin ve halkının taaruz öncesi güven duygularını yitirmeleri için planlanmış bir kurgu.
Rus askeri uzmanları ise sızıntının Ukrayna saldırısı öncesi Rusya’yı ve Rus askerlerini şaşırtmaya yönelik bir ABD oyunu. Cephede savaşan Rus paralı asker gurubu Wagner’le bağlantılı kişilere göre Ukrayna’nın saldırısı öncesi Rus askeri gücünü ve stratejisini bozmaya yönelik bir istihbarat şaşırtmacası.
Belgelerde başka neler var?
Yazımızın başında belgelerin sadece Ukrayna ve Rusya savaşına dair bilgileri içermediğini ve küresel bir skandal olduğunu ifade etmiştik. Belgeleri incelediğimizde tüm dünya ülkelerini ilgilendiren bilgiler mevcut. Özellikle Orta Doğu, Hint-Pasifik, Çin, İsrail ve Güney Kore ile Kuzey Kore’ye dair hassas bilgiler içermekte.
Belgelerde dikkat çeken en önemli detaylardan birisi de İsrail’de devam eden Binyamin Netanyahu karşıtı gösteriler ile ilgili. İsrail istihbarat servisi MOSSAD’ın Mart ayında ülkede başlayan ve çatışmalara yol açan protestolar için halkı tahrik ettiği ve İsrail vatandaşlarını protestolara katılmaya teşvik ettiği görülmekte.
Sızıntı belgelerde Türkiye’ye dair önemli bilgilerin de yer aldığı görülmekte. Özellikle Rus paralı asker gurubu Wagner’in Türkiye’de bağlantılar kurarak silah temin etmeye çalıştığına dair bilgiler yer almakta. Fakat Wagner’in Türkiye üzerinden ne ölçüde askeri teçhizat temin ettiği net olarak bilinmiyor.
Sonuç olarak ifade etmek gerekirse 21 yaşındaki ABD Ulusal İstihbarat Muhafızı Jack Teixeira tarafından sızdırılan belgelerin yankılarının uzun süre devam etmesi mümkün. Belgelerde daha tam olarak anlaşılamamış pek çok şey var. Analistler ve stratejistler belgeler üzerinde çalışmaya devam ediyor. Ülkelerin ise bu skandala karşı vereceği reaksiyon büyük bir merak konusu. Özellikle de Ukrayna ve Rusya savaşının seyrini nasıl değiştireceği herkes için bir muamma. Ukrayna’nın planladığı büyük karşı saldırı öncesi yaşanan bu sızıntı taaruz planlarında bir değişikliğe neden olacak mı hep birlikte göreceğiz.
ABD basınında açıklandığı gibi 21 yaşındaki silah meraklısı askeri üs çalışanı Jack Teixeira’nın sadece basit bir amatörlük mü yaptığı yoksa işin iç yüzünde farklı şeylerin mi olduğunu hep birlikte göreceğiz. Jack Teixeira’nın bağlantıları araştırılmaya devam ediliyor.