1079-1142 ylllan arasında yaşamış olan ünlü Ortaçağ filozofu. Temel eserleri Sic et Non, De unitate et trinitate ve Diologus inter philosophum, ju-dDeum et christianum’dur. Mantık, ahlak ve teoloji konusundaki araştırma ve görüşleriyle tanınan Abelardus, tümeller kavgası’nda, nominalistlerle birlikte, genel kavram ya da sözcüklerin gosterdiği ya da karşılık geldiği hiç bir tek şey bulunmadığını ve varolan herşeyin bireylerden ibaret olduğunu kabul etmiştir.
Fakat bu noktada kalmayıp, buradan gene sözcüklerin anlamdan yoksun olduğu sonucunun hiç bir şekilde çıkmadığını öne süren Abelardus’a gore, güçlük, insan zihninin soyutlama yapma, soyutlamalar oluşturma gücüne sahip bulunduğunu kabul etmekle çözülür. Buna gore, insan zihni yalnızca bireylerin, oörneğin Platon’un ve Sokrates’in kavramlarına sahip olmakla kalınmaz, fakat bu bireylerin çeşitli yonlerine ilişkin genel fikir ve kavramlara ulaşır.
Kavram realizmfnden olduğu kadar, nominalizmden de uzak duran Abelardus, kavramcılığı benimsemiştir; nitekim, ona gore, bir tümelin iki şekilde varolduğu soylenebilir: 1 Tümel, ortak bir benzerlik olarak tikellerde ya da bireylerde varolur, ve 2. tümel, zihnin dikkatini söz konusu benzerlik üzerine yoğunlaştırmasının sonucunda oluşan bir kavram olarak, insan zihninde varolur.
Tiimeller kavgasında inanç-akıl ilişkisi üizerinde de duran Abelardus, akıl yürütme yoluyla ortaya konmulmuş olan inancın yalnızca bir bağlantısı olup, zorlamaya dayanmadığını öne sürmüştür. Dolayısıyla inancın verileri üzerinde akıl yürütmesi gerektiğini öne süren filozof inancı ve vahiy karşısında iradeci değil de, entellektüalist bir tavır takınmıştır. Tanrının var olduğu sonucuna gerçekten var olanla geçici olan arasındaki karşıtlık üzerinde düşünmek ve bedenin zihne olan bağımlılığını genelleşttirmek suretiyle varan Abelardus, yaratmanın iradenin keyfi bir eylemi olmayıp, Tanrının en iyi olanı seçme zorunluluğunu yansıtan bir eylem olduğunu söylerken, bu konuda Augustinus’un örnekçiliğini bensimsemiştir.
Yaşamnının son döneminde, daha çok teolojinin kapsamı içinde kalan konulan ele almış olan Abelardus, antik dönem filozoflannın erdemlerinden ve Hristiyan vahyinin birtek temel öğretisi yoluyla bulmuş olmalarından övgüyle söz etmiştir. Günah kavramını da çözümleyen Abelardus, insan davranışlarının insanı tanrının gözünde ne daha iyi, ne daha kötü yapabileceğini, zira davranışların kendi başlarına ne iyi ne de kötü olduğunu savunmuştur. Ona göre, Tanrı katında iyi olan niyettir ve günah, davranışla degil de, insan aklının ürünü olduğunu bildigi bir şeye rıza göstermesiyle olur. Başka bir deyişle, bir eylem ya da sonuç ahlakından çok bir niyet ahlakı geliştiren Abelardus, gerçek ahlakın eylemden çok zihinde olduğunu öne sürmüştür.
Ahmet Cevizci