İmanın altı esasından birisi de peygamberlere inanmaktır.
Peygamber, Farsça bir kelime olup, “haber götüren” demektir. Dindeki manası ise Allah’ın insanlara doğru yolu göstermek üzere görevlendirdiği seçkin insandır. Peygamber, Allah’ın kendisine vahyettiğini insanlara duyurur, Allah ile kulları arasında elçilik yapar.
Peygamberlerin bir kısmına kitap indirilmiştir. Onlara “resul” denir. Çoğulu “rusül”dür. Bir kısmına da kitap indirilmemiştir. Bunlar, kendilerinden önceki peygamberlere inen kitaplarla amel eder ve o kitapları tebliğ ederler. Bunlara da “nebi” denir. Çoğulu “enbiya”dır. Bu tarife göre, kendisine kitap indirilen resule nebi de denir. Fakat bir başka peygambere indirilen kitap ile amel eden ve o kitabı tebliğ eden nebiye resul denmez. Başka bir ifade ile her resul, aynı zamanda nebidir. Fakat her nebi, resul değildir.
İnsanların peygamberlere ihtiyacı vardır. Çünkü insan, aklıyla her şeyi bilemez. Bizi ve kâinatı yaratan Allah Teala’yı aklımız ile bulabilirsek de, O’na nasıl ibadet edeceğimizi, O’nun emirlerinin ve yasaklarının neler olduğunu bilmemiz mümkün değildir. Bunları bize bildiren, peygamberlerdir. Bunun içindir ki Allah, kendilerine peygamber göndermediği, emir ve yasaklarını peygamberlerle bildirmediği kimselere azap etmeyeceğini Kur’anı Kerim’de haber vermiştir.