“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. De ki: Allah’a ve Peygamber’e itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.” (Âl-i İmran, 3/31-32)
Yüce Rabbimiz bizlere en güzel örnek olarak elçisi sevgili Peygamberimizi gön-dermiştir. Allah’ın elçisi sevgili Peygamberimize uymayı, onu örnek almayı ve ona itaati emretmiştir. Hz. Peygambere itaati kendisine itaatle birlikte anmıştır. Kur’an-ı Kerim’de birçok âyette genel olarak peygamberlerin, özel olarak da son dinin tebliğ-cisi Hz. Muhammed’in bildirdiklerine teslimiyet gösterip uymanın önemi anlatılır. Kur’an’da bizlere Resûlullah’a uymanın gerçek imanı belirlemede temel bir ölçü ka-bul edildiği bildirilir. Biz müminler, bizzat Kur’an’ın buyrukları doğrultusunda Hz. Peygamber’e uymakla ve hayatı onun örnekliğinde yaşamakla sorumluyuz. Yüce Rabbimiz bizden Hz. Peygamber’in ortaya koyduğu iman, ahlak ve davranış tarzına tabi olmamızı ister.
Sevgili Peygamberimiz sadece Kur’an-ı Kerim’i tebliğ eden, sıradan bir insan de-ğildir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber’e, Kur’an’ı açıklama görevi verildiği bildirilir (Nahl,16/44; Kıyame, 75/19). Sevgili Peygamberimiz de biz insanların anlayabilmesi için Kur’an’ı mübarek sözleriyle açıklamış ve onun nasıl uygulana-cağını bizlere davranışlarıyla göstermiştir. Sözleri ve davranışlarıyla yaşayan Kur’an olan sevgili Peygamberimiz biz insanlar için en güzel örnek olarak gönderilmiştir.
Sevgili Peygamberimizin sözleri ve davranışları, biz insanların olgunlaşmalarına reh-berlik eder. Bizim olgun birer mümin olmamızın yolu o en güzel örneğin davranış ve sözlerine uymaktan geçer. Peygamberimizi örnek almak ve ona itaat etmek, onun davranışlarını kendimize örnek almakla gerçekleşir.
Hz. Peygamber’e uymak ve ona itaat etmek Allah sevgisinin ayrılmaz bir parça-sıdır. Peygamber’in gösterdiği yolu gönülden benimsemeyen kişinin Allah’ı sevdiği-ni iddia etmek mümkün değildir. Ayrıca Resûlullah’a uymak, Allah’ın sevgisine ve mağfiretine mazhar olmanın da ön şartıdır. Hz. Muhammed, hem Allah’ın elçisidir hem de yüce Allah tarafından Kur’an’ı açıklamakla görevlendirilmiştir. Aynı zaman-da ona, Kur’an’da özel düzenlemeye tâbi tutulmamış hususlarda bağlayıcı hüküm-ler ve bildirimlerde bulunma yetkisi de verilmiştir. Biz Müslümanlar olarak Allah’a iman ve itaat ederiz. O’nun bizlere gönderdiği peygamberimiz Hz. Muhammed’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederiz. Sevgili Peygamberimize ve getirdik-lerine tabi oluruz. Biz müminler sevgili Peygamberimizi Allah için severiz. Ayrıca Allah’ın bizlere ilahî vahyini getiren, onu açıklayan ve en güzel örnek olarak seçtiği rahmet peygamberine itaat ve ona uymak bizim dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmemizi sağlar. Günahlarımızın bağışlanmasına sebep olur. Bizi sevgilerin en yüce-sine, gerçek sevgi olan yüce Allah’ın sevgisine ulaştırır. Çünkü yüce Allah sevgisine ve rızasına götüren yolun göndermiş olduğu elçisine uymaktan, onu sevmek ve ona itaat etmekten geçtiğini haber veriyor.