“Dünyâda dost olsun düşman olsun, lâyı k olsun olmasın, mü’min olsun kâfir olsun bütün yaratıklara rızık ve sayısız nîmetler veren” mânâsında Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden).
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Rahmânın kulları, yer yüzünde gönül alçaklığı ve vakar ile yürürler. Câhiller kendilerine sataştığı zaman onlara “sağlık, esenlik size” gibi güzel sözler söyleyerek doğruluk ve tatlılıkla günahtan sakınırlar. (Furkan sûresi: 63)
Her kim namazdan sonra yüz defâ Rahmân ism-i şerîfini söylerse, Allahü teâlâ onun kalbinden nisyan ve gafleti çıkarır. (Yûsuf Nebhânî)
Zikr et zikr, bedende iken Cânın!
Kalbin temizliği zikri iledir Rahmânın!
(İmâm-ı Rabbânî)
Rahmân Sûresi:
Kur’ân-ı kerîmin elli beşinci sûresi.
Rahmân sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Yetmiş sekiz âyet-i kerîmedir. İlk âyet-i kerîmede geçen Rahmân kelimesinden dolayı Sûret-ür-Rahmân denilmiştir. Sûrede; göklerin düzeninden, Allahü teâlânın insanlara olan lütfu ve ikrâmından, insanın yaratılışından, Allahü teâlânın kudretinden, kıyâmet gününden ve o günde isyânkârların cezâlandırılmasından ve inananların kavuşacağı nîmetlerden bahsedilmektedir. (İbn-i Abbâs, Râzî, Taberî)
Allahü teâlâ Rahmân sûresinde meâlen buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, yeri mahlûkât için yaratm ıştır. Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları vardır. Yapraklı tâneler ve hoş kokulu bitkiler vardır. (Âyet: 10-12)
Kim Rahmân sûresini okursa, Allahü teâlânın verdiği nîmete şükr etmiş olur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)