Arapça, bağ, bend, birşeyi bağlayacak ip vs. gibi anlamları ihtiva eden bir kelime. Eskiden hudut boylarında, devletin sınırlarını korumak, ölü araziyi diriltmek, emniyet sağlamak gibi görevleri ifa etmek üzere kurulan tekke ve zaviyelere ribât adı verilirdi. Bu tekkelerde oturan dervişlere de, murâbıt denirdi. Savaşçı niteliğe sahip bu dervişler, bir zamanlar Afrika’nın Kuzey’inde “Murabitun” devleti kurmuşlardı. Tasavvuf tarihi içerisinde, sufilerin kırk dolaylarında devlet tesis ettiği görülür. Ulemadan tasavvuf erbabı olduğu gibi, sanatkardan, tüccardan, devlet adamından olmak üzere, her kesimden çok miktarda gönül insanları dikkat çekmektedir. Murabıtlar, asker-sûfilerdendir.