20. yüzyılın başlarında, büyükçe kentlerin çoğunda ve eyaletlerin yarıdan fazlasında kamu görevlileri günde sekiz saat çalışmaya başlamışlardı. İşverenleri, çalışma sırasında oluşan yaralanmalardan sorumlu tutan işçi tazminat yasalarının yürürlüğe girmiş olması da aynı derecede önemliydi. Ayrıca, veraseti, gelirleri, emlaki ve şirketlerin kazançlarını vergiye bağlayan yeni gelir yasalarıyla, kamu harcamalarının en rahat ödeyebilecek kişilere yansıtılmasına çalışılmıştı.
Özellikle Başkan Theodore Roosevelt ve Kongre’deki, Wisconsin Senatörü Robert LaFollette gibi İlerici liderler, reformcuların ilgilendikleri pek çok sorunun ancak ülke genelinde ele alınarak çözülebileceğini açıkça anlamışlardı. Reform gerçekleştirmeyi şiddetle arzulayan ve halka “Adil Düzen” (Square Deal) dediği bir yaşam sunmaya kesin kararlı olan Roosevelt, antitröst yasaların uygulanmasında hükümete daha geniş denetleme yetkisi veren bir politika başlattı. Daha sonra, hükümet denetlemelerinin demiryollarına da uygulanmaya başlaması önemli düzenleme yasaları çıkarılmasına neden oldu. Bir başka yasa ile, yayınlanmış rayiçler yasal standard olarak kabul edildi ve taşıma ücreti indirimleri konusunda mal sahipleri de demiryolu şirketleri kadar sorumlu hale getirildiler.
Roosevelt’in çarpıcı kişiliği ve “tröst yıkıcı” faaliyetleri, sıradan vatandaşların ilgisini çekiyor ve uyguladığı ilerici önlemler partileri aşan bir biçimde kabul görüyordu. Ayrıca, ülkenin o günlerdeki parlak gönenci vatandaşların iktidardaki partiye tatminkar gözle bakmalarına neden oluyordu. Böylelikle, 1904 seçimlerini kazanması kesinleşmişti.
Seçimde elde ettiği büyük zaferden cesaret alan Roosevelt, reform konusuna daha büyük bir kararlılıkla eğildi. Yeniden seçilmesinin ardından Kongre’de yaptığı ilk konuşmada, daha sıkı demiryolu düzenlemeleri için çağrıda bulundu ve Kongre Haziran 1906’da Hepburn Yasası’nı kabul etti. Anılan yasa, Eyaletlerarası Ticaret Komisyonu’na taşıma ücreti rayiçlerini düzenlemede gerçek yetki tanıdı, komisyonun görev alanını genişletti ve demiryolu şirketlerini, gemicilik ve kömür şirketlerininkilerle kaynaşmış çıkarlarından vaz geçmeye zorladı.
Kongre’nin aldığı diğer önlemler sonucu, federal denetleme ilkesi daha yaygınlaştırıldı.1906 tarihli Temiz Gıda Yasası, gıda maddelerinin ve ilaçların hazırlanması sırasında, “sağlığa zararlı ilaç ve kimyasal ya da koruyucu madde” kullanılmasını yasakladı. Bu uygulama, kısa bir süre sonra, eyaletler arasında et satan şirketlerin federal kurumlar tarafından denetlenmesini gerektiren bir yasa ile desteklendi.
Kongre aynı günlerde yeni bir Ticaret ve Çalışma Bakanlığı yaratmış ve Kabine’ye katmıştı. Bakanlığın büyük şirket birleşmelerini denetlemeye yetkili bir dairesi 1907’de, American Sugar Refining Company adlı şeker şirketinin hükümetten büyük miktarda gümrük vergisi kaçırdığını ortaya çıkardı. Bunu izleyen yasal işlemler sonunda, kaçırılmış olan verginin 4 milyon dolardan fazla bir kesimi tahsil edildi ve birkaç şirket yetkilisi de mahkum oldu. Indiana’daki Standard Oil Company şirketi de, Chicago and Alton Railroad demiryolu şirketinden indirimler sağlamak suçuyla yargılandı. 1.462 ayrı sözleşme için verilen 29.240.000 dolar tutarındaki para cezası o günlerin havasını yansıtmaktadır.
Roosevelt döneminin büyük başarıları arasında, ülkedeki doğal kaynakların korunması, ham maddelerin müsrif biçimde tüketilmesine son verilmesi, ihmal edilmiş geniş arazi parçalarının yeniden kullanıma kazandırılması da bulunmaktadır. Başkan, daha 1901 yılında kongrede yaptığı yıllık konuşma sırasında, geniş kapsamlı ve birleştirilmiş bir koruma, yeniden kazandırma ve sulama programı uygulanması çağrısında bulunmuştu. Roosevelt, selefleri tarafından koruma ve park alanı olarak ayırmış olan 18.800.000 hektarlık orman arazisini 59.200.000 hektara çıkardı ve orman yangınlarını önlemeye ve yanmış bölgeleri yeniden ağaçlandırmaya yönelik sistemli bir çaba başlattı.