Arapça, gece uykusuz kalmak, uyumamak demektir. Orta harfi “he” dir. Zariyat/18’de, Allah şöyle buyurur: “Onlar gecenin son vakitlerinde (tan yeri ağarmadan önce) istiğfar ederler”. Bu âyete, başta Hz. Peygamber (s) olmak üzere sûfiler, büyük önem vermişler; seher vaktini namaz, zikir, kıraat, fikir ve murakabe ile değerlendirmişlerdir. Bu konuda çeşitli hadisler de, mevcuttur: “Allah, gecenin son üçte birinde yer yüzü semasına iner”. Gecenin son bölümünü uykusuz geçirenlere, seherî denir. Seherlerde (gecenin sonlarında) hal erbabı için mahv, gözyaşı, niyaz, tazarru’, sızlanma, feryâd, ateş, ölüm, yokluk, hiçlik, yüceliş, oluş, eriş, titreyen dudaklar, ibadetten şişen ayaklar, kırpmayan gözler, yılmak bilmez ısrarlı talepler, zevkler ve sancılar vardır. Seher vakti, imsaktan yaklaşık üç saat önce başlar.