Farsça, baş, kafa anlamına gelir. Feyiz suya benzetilir. Bu suyun başı olan kâmil insana da “ser-çeşme” (çeşmenin başı) adı verilir. Sert -deste: Topluluğun başı, lideri anlamına gelir. Tasavvuf okulunu yöneten mürşid-i kâmiller, bu isimle de anılır. Ayrıca Kalenden dervişlerinin ellerinde taşıdıkları asâ’ya da ser-deste denir. Oldukça kalın ve budaklı olan bu asa, dervişin, kendi iradesiyle nefsini terbiye ettiğini gösterir. Alevîlerin “tarîk” dedikleri sopaya da, “asa” adı verilir.
Tasavvufta sırların saklanması, çok önemlidir. Sır vermemenin gerekliliği konusunda, “ser verip, sır vermemek” ve “ser verip sır vermeyen, serverdir” atasözlerini söylemişlerdir. Sır, anlatılamadığı için değil, anlayan olmadığı için, başkasına söylenmez.