Arapça, yürümek, gezmek, gitmek demektir. Allah’a ulaşmak üzere yapılan manevî yolculuğa, seyr denir. İki türlü seyr vardır: 1) Seyr-i Nuzûlî: Mukayyed vücûd (varlık)’un ortaya çıkması için mutlak vücud (varlık)’un seyri. Bu ehadiyet’in imkan mertebesine, mutlakın mukayyede, küllün (bütünün) cüz’e (parçaya) inişidir. 2) Seyr-i Urûcî: Mukayyedin mutlakda yok olmak üzere yaptığı seyir. Cüz’ün, külle seyri. Buna seyr-i şuurî de denir. Bu seyr, insan mertebesinden Mutlak’a kadardır.