“Şeytan onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, şeytanın tarafında olanlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.” (Mücadele, 58/19)
Şeytan; Allah’a isyan ederek Hz. Âdem’in şahsında Allah’a secde etmediği için Allah’ın huzurundan kovulan ve Kur’an’da ismi “İblis” olarak geçen bir varlıktır.
İblis, hatasını anlayıp tövbe ederek suçunu affettirme yoluna gitmedi. Aksine, insanoğluna karşı duyduğu düşmanlık nedeniyle, yüce Allah’tan kıyamete kadar insanları ilahî rahmetten uzaklaştıracak ve Allah’a ibadetten alıkoyacak bir mühlet verilmesini istedi.
Görüldüğü gibi, yüce Allah isyanından dolayı şeytanı hemen huzurundan kov-mamış, önce ona konuşma fırsatı vermiş, hatasını anlayıp tövbe etme imkânı ta-nımış fakat o, inat ve küfründe ısrar edince, bulunduğu makamdan indirmiş ve tasarladığı plânlarını şöylece sınırlayıvermiştir: Kendisine istediği mühlet verilen şeytanın gönlünü intikam duyguları bürümüştü. Cüretkâr bir eda ile bu duygularını yüce Allah’a şöyle açıkladı:
“Beni azdırdığın için yemin ederim ki, yeryüzünde kötülükleri onlara güzel gösterece-ğim ve onların hepsini saptıracağım.” (Hicr, 15/39) dedi.
Allah Teala’da “Halis kullarım üzerinde senin bir nüfûzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır.”
“Yerilmiş ve kovulmuş olarak defol. Yemin olsun ki, insanlardan sana kim uyarsa; sizin hepinizi Cehennem’e dolduracağım.”
Şu halde şeytana uyan ondan, onun tebaasından olup onun akıbetine uğraya-caktır. Bu âyetlerden de anlaşılacağı gibi şeytana, Allah’ın halis kulları üzerinde et-kili olabilecek hiçbir güç verilmemiştir. Binaenaleyh düşüncesinde, yaşayışında ve huyunda şeytana karşı olan insan, “Allah’ın kulu” sıfatını koruyacaktır. Şeytana ait bir vasfı taşıyan kimsede ise, şeytandan bir haslet var, demektir (Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, 3/2138).
İblis’in amacı, insanlara kötü şeyleri iyi göstermek, onları doğru yoldan saptırmak ve insanlara vesvese vermektir. İşte bunun içindir ki yüce Allah; “Ey Âdemoğulları! Siz beni bırakıp İblis’i ve soyunu dost mu ediniyorsunuz? Hâlbuki onlar size düşmandır. Kendilerine yazık edenler için bu ne kötü değişmedir.”
“Onlar azgınlar ve İblis’in adamları hepsi tepetakla oraya (cehenneme) atılırlar.” (Şua-ra, 26/94-95) buyurulmak suretiyle, İblis ve taraftarlarının dikkati çekilmektedir.
Şeytan, insana (Allah’ı) “inkâr et” der; insan inkâr edince de, “Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” der. Nihayet ikisinin de (azdıranın da azanın da) akıbeti, ebediyen ateşte kalmalarıdır. (Haşr, 59/16-17)
Mümin olarak gayemiz, Allah’ın rızasını kazanmaktır. Materyalistlerin amacı, nefsini tatmin etmektir. Şeytanın yolundan gidenlerin amacı ise şeytanı memnun etmektir.
Ülkemizin gelişmesini istemeyenler, ailelerimizi, gençlerimizi sapık düşünce ve grupların maşası hâline getirmek için çeşitli yollar denemektedirler.
Aile içi iletişim yollarını açık tutalım. Baskı, korkutma, küçümseme ve azarlama metotlarından kaçınalım. Gençlerimizin hoşuna gidecek çözüm yolları deneyelim. Çünkü gençlerimiz kendilerine haksızlık ve saldırı yapıldığını düşünerek öç alma duygusu içinde anne-babayı cezalandırmak maksadıyla onların hoşlanmadığı şey-leri yapmaya başlar.
Öyleyse bizler de kendimize çeki düzen vererek, şeytanın izinden gitmeyelim. Şeytanın vesvesesinden ve davet ettiği tüm yollardan kendimizi, ailemizi ve çocuk-larımızı koruyalım. Ailemizde ve toplumumuzda karşılaştığımız problemlerimizi çözme gayreti içinde olalım. Suçlu aramak yerine sorumluluk almaya çalışalım; çocuklarımızdan önce kendimizi sorgulayalım; çocuklarımızı anlama çabası içinde olalım.
Yüce Allah cümlemizi şeytandan ve şeytanın şerrinden muhafaza eylesin. Allah ve Resûlünün yolundan gidenlerin cümlesine ilhak eylesin. Âmin.