Allah’ın subuti sıfatları da şunlardır:
Hayat: Allah hakiki ve ezeli hayat ile diridir. Her canlıya O, hayat vermektedir. Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Allah, O’ndan başka ilah olmayan, diri, her an yarattıklarını görüp gözetendir.”
İlim: “Bilmek” demektir. Allah, yerde ve göklerde olan her şeyi bilir. Hatta insanların gönüllerinde sakladıklarını da bilir. O’nun bilmediği hiçbir şey olmaz. Kâinat ve kâinatta olan her şey yokken onların hepsini, nasıl ve ne zaman olacaklarsa öylece bilir.
Semi’: İşitmek demektir. Allah, her şeyi, uzaklık ve yakınlık söz konusu olmadan, işitir. Hatta içimizdeki fısıltıları da işitir. İşitmek için kulağa ihtiyacı yoktur.
Basar: Görmek demektir. Allah, her şeyi görür. O şeyin, uzakta ve yakında olmasıyla kapalı açık, aydınlık ve karanlık, küçük ve büyük olması fark etmez. Bizim, nerede ve ne yaptığımıza varıncaya kadar her şeyi görür. Görmek için bizim gibi göze muhtaç değildir.
İrade: Dilemek demektir. Allah diler ve dilediğini yapar. Dilediği her şeyi yapmada güçlük çekmeyeceği gibi bir yardımcıya da muhtaç olmaz.
Konu ile ilgili olarak Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
“Allah, bir şeyi dilediği zaman O’nun buyruğu sadece o şeye ‘Ol’ demektir, hemen olur.”
Kudret: “Güç yetirmek” demektir. Allah’ın her şeye gücü yeter.
Güç yetiremeyeceği, zorlanacağı hiçbir şey yoktur.
Kelam: “Söylemek” demektir. Allah, harf ve sese muhtaç olmadan söyler. Kur’anı Kerim ve diğer semavi kitaplar O’nun sözüdür. Allah Teala, peygamberlere ve meleklere istediğini söylemiş ve duyurmuştur.
Tekvin: “Yaratmak” demektir. Kâinatı ve kâinattaki tüm varlıkları yaratan, yaşatan ve besleyip büyüten O’dur. O’ndan başka yaratıcı yoktur.
İşte bunlar, Cenabı Hakk’ın sıfatları olup, bu sıfatlarla Allah bilinir ve tanınır. Allah’a inanmak demek, bu sıfatların, Allah’ın zatı ile kaim olduklarına inanmak demektir.