Allah bunu, el-Bedî ve el-Kâdir isimlerinin nurlarından yaratmıştır. Allah, Hz. Adem’in suretini, Muhammedi (s) suretin bir nüshası olarak yaratmıştır. Hz. Adem Cennetten inince, ruhlar âleminden ayrıldığı için, ona ait suretin hayatı sona ermiştir. Cennette iken, Allah vicdanına duyurma yapmaksızın, Hz. Adem hiç birşeyi kendi başına düşünemiyordu. Dünyaya inince, Allah’tan aldığı bu vicdanı hissedişi kayboldu. Zira Cennette suretlenmiş hayat, onun nefsiyle iken; dünyadaki hayatı, ruh ileydi. Dünya ehline göre Allah ebedî hayatla diriltmedikçe, bu ölü hükmündedir. Ona nazar, onunla onun zatına nazar etmekle olur. Bu da, Allah’ın isim ve sıfatlarıyla tahakkuk eder.
Böylece dünyadaki kişi, cennettekilerde bulunan şeyi elde etmiş olur. Yani cennetteki gibi, Allah kendisine vicdanî sezişle bildirimde bulunmadıkça, hiçbir şeyi tasavvur edemez. Abdülkadir Geylanî’nin yorumu işte bu şekildedir.