İradesini Allah’ın iradesinde eritmiş olan olgun kişiler üzerinde, Allah’ın bir takım tasarruflarda bulunmasıdır ki, burada sufî gerçek mutasarrıf değildir, ancak meydana gelen tasarrufun âleti durumundadır. Allah’ın kendisine farz, nafile vb. gibi ibadetlerle yaklaşanlara tutan el, duyan kulak, gören göz, yürüyen ayak olması hadisi, (Buhari, Rikak, 38) bu espiriyi aydınlatır niteliktedir. “Attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı” (Enfâl/17) âyet-i kerimesinde, yine aynı açıklamaya işaret vardır.