Bursa doğumlu, aklî ve naklî ilimlerde uzman, ansiklopedist âlim. İlk derslerini, doğduğunda Ankara’da olan ve 12 -13 yaşlarındayken kendisini bu şehre getiren babasından almıştır. Amcasından Arapça dersleri alarak tahsilini sürdüren Taşköprülüzâde, 1525 – 1539 yılları arasında Dimetoka, İstanbul, Üsküp ve Edirne’de çeşitli medreselerde müderrislik yaptıktan sonra son olarak Sahn-ı Semân müderrisliğine getirilmiş, 1545’te Bursa kadılığına tâyin edilip yaklaşık 10 sene bu görevi deruhte ettikten sonra gözleri görmez hâle gelince bu vazifesini bırakarak kalan ömrünü ders vermek ve eser telif etmekle geçirmiştir.
Taşköprülüzâde’nin önemli eserlerinin başında, 1541’de Arapça kaleme alınan ve oğlu tarafından Mevzûât el-ulûm adıyla Türkçeye çevrilen, asıl adı Miftâh el-saâde ve misbah el-siyâde olan, ilimlerin tasnifi ve çeşitli ilimler üzerine yazılmış eserlerden bahsettiği bibliyografya kitabıdır. Bu konuda Fârâbî’nin -bir bibliyografya olmamakla berâber- İhsâü’l-ulûm (İlimlerin Sayımı) adlı eseri ve ondan ziyâde bilhassa bu vâdinin en şöhretli ilim tasnifi ve bibliyografya kitapları olan İbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist’i ve Yûsuf el-Harizmî’nin Mefâtihû’l-ulûm’uyla aynı kategoriye giren bu kitap, kendi meşhûr bibliyografyası Keşfü’z-zunûn için Kâtip Çelebi’nin yararlandığı temel kaynaklardan biri olmuştur. S. Çaldak’tan öğrendiğimize göre; bu eserde, konu edindiği her şeyin bir varlığa sâhip olduğunu kabûl ederek ontolojik bir tasnife girişen ve bu bakış açısıyla bahsedilen gelenek içerisinde en özgün sınıflandırmayı yapan Taşköprülüzâde, harf, yazı ve hattı, kitâbî vücuda sâhip, söz ve telaffuzu, sesle ilgili vücudu bulunan, kavramları zihinde sûretleri olan soyut vücutlu varlıklar olarak kabûl etmiş, hepsinin dış dünyâda somut vücutları olduğunu söyleyerek her varlık mertebesinin, bir sonrakini göstermek için araç olduğunu belirtmiştir. Bundan sonra vücut mertebelerine göre ilimleri araç olan ilimler ve amaç olan ilimler olarak ayırıp buradan temel ve ana bilim dalları ile alt bilim dallarını tasnif etmiştir.
Taşköprülüzâde’nin diğer önemli eseri, 1558’de kaleme alınmaya başlanan, Şakâik el-nu’maniyye fî ulemâ el-Devlet el-Osmâniyye adlı Arapça biyografi kitabıdır. Kitapta, kendi notları, çeşitli menâkıbnâme, ruznâme, tezkîre ve tevârihten istifâde etmek sûretiyle Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 1555 senesine kadar yaşamış 371 âlim ve 150 şeyhin biyografileri, her pâdişah bir tabaka olmak üzere 10 tabakaya ayrılarak kaleme alınmıştır. Vefâtından 30 yıl kadar sonra Türkçe’ye çevrilen bu eser, Osmanlı âlimleri hakkında telif edilmiş ilk büyük kitap sayılmaktadır. Bir başlangıç kabûl edilerek kendisine sonraki dönemlerde çeşitli zeyller yazılarak muahhâr âlimlerin biyografileri kaleme alınmıştır.