Osmanlı kültürü içerisinde, temsil yeteneği sâyesinde millî irfanımızın bir parçası hâline gelmiş, çeşitli sanat kollarında mütemâyiz Ermeni sanatkârlar da bulunmuştur ve şüphesiz onların katkıları da azımsanamayacak ölçüdedir. Ziya Gökalp’ın tâbiriyle Türk terbiyesiyle büyümüş, Türklüğe büyük hizmetler vermiş bu insanları da millî mûsıkî târihimizin dışında tutmamız mümkün değildir. Türk mûsıkî geleneği içerisinde yer alan Ermeni bestekârlar, tıpkı bir Müslüman Türk gibi dinî mûsıkî de içinde olmak üzere mûsıkîmizin çeşitli formlarında eserler vermişlerdir. Onların icrâlarını öz Türk sanatkârlarının icrâlarından ayırmak mümkün değildir. Hatta bu sanatkârların çoğu Batı müziğinin tonlarından ziyâde millî mûsıkî makamlarımıza yaslanarak eser vermek konusunda da hassas olmuşlardır. Bunlardan birisi olan, Kemânî Tatyos olarak mâruf Tatyos (Ekserciyan) Efendi, Ortaköy’de, bir Ermeni kilise müzisyeninin oğlu olarak dünyâya gelmiş ve mûsıkîyle hallihamur olan bir çocukluk hayâtı sâyesinde kendisi de bu yola revân olmuştur. Bir kânun ve keman ustası olan ve aynı zamanda da yönettiği fasıl heyetleriyle şöhrete kavuşan, kıraathânelerden Boğaziçi’nin mehtap gezilerine kadar İstanbul’un nâşad ve dilşâd gönüllerini mest eden Tatyos Efendi, 1882’den îtibâren şehrin fasıl heyetlerinde görünmeye başlamış, o târihten sonra da pek çok mecliste sâzendelik yapmıştır; fakat şüphesiz fasıl cemiyetlerinin önde gelen eserleri arasına giren, çoğunlukla güfteleri kendisine âit pek çok bestesiyle o bir sâzende olmaktan önce bestekârdır. Meselâ sözleri Ahmed Rasim’e âit olan ve pek çoğumuzun da âşinâ olduğu “Bu akşam gün batarken gel / Sakın geç kalma erken gel / Tahammül kalmadı artık / Sakın geç kalma erken gel / Cefa etme bana mâhım / Sonra tutar seni âhım / Üzme beni şivekârım / Sakın geç kalma erken gel”, bestesi ona âit bir uşşâk şarkısıdır. Yine güftesi Nigâr Hanım’a, bestesi kendisine âit olan “Mâni oluyor hâlimi takrire hicâbım / Üzme yetişir, üzme firâkınla harâbım” sûzinak şarkısı, Atatürk’ün de en sevdiği Türk Sanat Mûsıkîsi eserlerindendir. Pek çok şöhretli öğrenci de yetiştiren ve diskografisinde yetmiş küsur eser bulunan Tatyos Efendi’nin, Vasilis Tzortzinis’e göre şöhreti İstanbul dışına taşmış, enstrümantal kompozisyonları Arap Akdeniz’inde de popüler olmuştur. Sirozdan öldüğünde ise kilise defterindeki meslek kaydına sâdece “Çalgıcı” yazılmıştır.
Göktürk Ömer