Farsça, balta demektir. Bir sapa geçirilmiş, keskin yüzü kavisli, sapının iki ucuyla, keskin yerinin ters tarafından birer sivri ve süngü tarzında çelik bulunan sapından başka her yeri yekpare yapılmış bulunan keskin balta. Gezgin dervişler, yolculukta yırtıcı hayvan ve düşmandan korunmak için, ellerine teber alırlardı. Bu teberin “bir yüzlü teber”, “iki yüzlü teber” diye iki türü vardır. Teber, Osmanlı ordusunda savaş âleti olarak kullanılmıştır. Bazı teberler üzerinde şu ibareler yazılırdı:
Destime aldım teberi
Kimseden itmem hazeri.
“Tîğ-ı Teber, Şâh-ı Levend” deyimi çırılçıplak, hiç bir şeyi kalmamış iflas etmiş kişiye denir.
Yine seyyah oluban destime aldım teberi
Yine ben azm-i diyar itmeye kıldım seferi.
Seher Abdal
Teberdir sureta gerçi velî bir berk-i sûzândır
Hararetten ağız açmış şehid intikamiyçün.
Lâ-edrî
Ben erenler nacağıyım, o ışıklar teberi,
Ben savaş günü çeriyim, o hemen çerde çeri.
Taşlıcalı Yahya Bey