Arapça, bir işi, bir kimseye havale etmek anlamında bir kelime. Herşeyi Allah’a havale etmek, herşeyi Allah’tan beklemek. Tevekkül ise, “Tefvîz”in bir dalı gibidir. Tefvîz’in teslimle arasındaki fark çok azdır.
Teslim ehli, işini teslim ettiğinden, kendisine gelene bazı kere razı olmaz. Teslim ve tefviz, vekâle açısından birbirlerine yakınlık arzederler. Muhsinlerin ve diğerlerinin tefvizi, her işlerini Allah’a bağlamaları şeklinde ortaya çıkar. Şühedânın tefvizi, kendisine çekildikleri Hakk’a karşı sükûn üzere olmalarıdır. Sıddiklerin tefvizi, tecelli çeşitlenmeleri açısından, ilâhî güzelliği düşünmeleri şeklindedir. Bu grup, tek tecelli kaydından kurtulmuştur. Mukarreble-rin tefvizi, mahluklar hakkında kalemin cereyanını gördüklerinde, sızlanıp yakınmazlar, varlıkta hiçbir şeyi tasarrufa kalkışmazlar, işi mülkü tasarrufta serbest olan Allah’a havale ederler. Bunlar Allah’ın sırlarını yaymaya eminler ve edipler (umenâ ve udebâ)dır. Bu yüzden başkalarından üstün olmayı istemezler.