Farsça, kılıç bağı demektir, ki canların Bektaşiliğe girerken kestikleri kurbanların tüyünden örülür. Rehber, yeni ders alacak kişiyi şeyhin huzuruna götürürken, onun boynuna tığ-bend bağlardı. Can bunu takarken, “destur” der.Ardından “Pür Cemal Muhammed Kemal, Hüseyin, Ali râ salavât” der. Şeyh, mürid adayının tığ-bendine, eline, beline, diline sahip olma espirisini ifade etmek üzere üç düğüm atar, müridden artık bu ahde vefa etmesi beklenirdi. Bekar kalmaya niyet edenlerin tığ-bendine düğüm atılmazdı. Bu tabir, Mevlevîlerde de vardır. Mukabele günü, giyilen tennureyi biraz kısaltmak için bele bağlanan kuşağa tığ-bend denir. Tığ-bend üzerine elifî nemed sarılırdı.