Bir işi üç defa yapmaya denir. Bektaşîler, muhabbet dedikleri içki toplantısında, önce, mezesiz olmak üzere üç kadeh dem yani rakı içerler. İçki dağıtıcısı (saki) kadehi önce baba’ya sunar. Baba bunu bir dikişte içer, kadehi dağıtıcıya verir. Dağıtıcı, kadehleri doldurup kıdem sırasıyla canlara dağıtmaya devam eder. En sonunda kendisi içer. Bu olay aynı minval üzere üç kere tekrarlanır. En sonunda dağıtıcı kadehi doldurup baba’nın önüne, sofraya koyar. Buna üçlemek denir. Üçlemek, ağız ve burna üç kere su vermek sünnet olduğu için, bir şeyi böyle tek sayıyla yapmak güzel görülmüştür. Ancak şu kadarını belirtmek gerekir ki, tasavvuf, şeriat (İslam) dışı herşeye şiddetle karşıdır. Bektaşîlerdeki rakı âdeti, bu tarikatın islâm dışı bazı sapmalara maruz kaldığını gösterir. Bunlara bî-şer’ tarikatlar denir, islâm’a sımsıkı bağlı, Hz. Muhammed (s)’in yolundan giden tarikatları, bunlardan kesin olarak ayırmak gerekir. Tarih-i Cevdet’de teferruatlı olarak anlatıldığı gibi, Sultan II. Mahmud, 1824’lü yıllarda, İslâm’dan ayrılan Bektaşîliğin faaliyetlerine resmen son vermiştir.