Atom Çağı ile Uzay Çağı birbirini izlemektedir. Amerikalı Robert H. Goddard roket fırlatma sistemleri alanında ilk deneyleri yapan bilim adamıydı. Massachusetts, Worcester’daki küçük laboratuvarında sıvı oksijen ve benzin kullanarak roketleri atmosfere fırlatmayı deniyordu. 1926’da, dünyanın ilk sıvı yakıtlı roketini fırlatmayı başardı. Roket 12,5 metre yüksekliğe ulaştı. Bunu takip eden 10 yıl içinde Goddard’ın roketleri 2 kilometreye kadar yükselmeyi başardı. Bu arada ABD, Büyük Britanya, Almanya ve Sovyetler Birliği’nin roket konusuna gösterdikleri ilgi arttı.
Deneysel amaçlı kullanılan roketler, yapay uydu ve içinde insan bulunan uzay araçlarının fırlatılması için gerekli koşulları yarattı. Sovyetler Birliği 1957’de ilk uydusu olan Sputnik I’i uzaya gönderdi. Bunu 1958’de ABD’nin Explorer I’i izledi. İçinde insan bulunan ilk uzay aracının uçuşu 1961 yılı ilkbaharında Sovyet kozmonot Yuri Gagarin tarafından gerçekleştirildi. Onu Amerikalı astronot Alan B. Shepard, Jr. izledi.
Bu girişimlerin ardından 1969 yılında Ay’a gidildi. Sonra birden fazla seferde kullanılabilen uzay mekikleri yapıldı. Amerikan uzay programı, uygulamalı bilimin ulaştığı noktanın çarpıcı bir örneğidir. İletişim uyduları bugün bilgisayar verilerini, telefon görüşmelerini, radyo ve TV yayınlarını iletmekte. Meteoroloji uyduları, sert fırtınalar öncesinde, erken uyarı için gerekli verileri toplamakta. Uzay teknolojisi, koşu ayakkabısı imâl edilen çok hafif malzemeden, hastanelerde kullanılan solunum monitörlerine kadar gündelik hayatta kullanılan binlerce ürünün geliştirilmesine katkıda bulunmuştur.