- Mülkü olan belli ve kıymetli mal ının menfaatini bir şarta bağlamadan müslüman veya zımmî (gayr-i müslim vatandaş) bütün veya belli fakîrlere Allah rızâsı için terkeden kimse. (Bkz. Vakf)
Vâkıfın müslüman, hür, akıllı ve bâliğ yâni ergenlik çağına ulaşmış olması lâzımdır. (İbn-i Âbidîn)
Şart-ı Vâkıf (Vâkıfın koyduğu şart), nass-ı şârî (din sâhibinin koyduğu kânun) gibidir. (İbn-i Âbidîn)
- Bir işten haberi olan.
Meşveret olunan kimsenin vâkıf olmadığı şeyi veya vâkıf olduğunun aksini söylemesi günâhtır. Hatâ ile söylemesi günâh olmaz. (M. Hâdimî)
- Arafât’ta vakfeye duran.