Arapça, temsilci demektir. Alevîlikte, Osmanlıların son döneminde, çelebilerle dede baba (Hacı Bektaş’taki) arasında bir kırgınlık olmuş, bu nedenle Cemaleddin Çelebi alevîlerin bulunduğu köylere vekiller göndererek, kendisinden icazet (izin) almayan dedelerin, talipleri (dervişleri) göremeyeceğini, ve bunun batıl olduğunu öne sürmüştü. Bu vekillere uyanlara, uymayanlar “dönük” derken, uyanlar uymayanlara “purut” adını takmışlardır.