Arapça, mirasçı olmayı ifade eder. Tâbi olmaktır. 1- Cennetü’l Verâse: Hz. Peygamber (s) e güzelce uymakla oluşan ahlâk cennetidir. 2- Ulûmü’l-Verase: Bu da fıkıhtır. Sûfîler, ilimlerini amele dökmüşlerdir. Bu yüzden onlar ilmin mirasçısı olmuşlardır. Sûfiyye, ilimleri ile, diğer ulemanın yanında yer alır. Ancak onlardan, ulumu’l-verâse yönüyle ayrılırlar. “Alimler Peygamberlerin mirascısıdırlar” hadisiyle anlatılan veraset, işte budur.