Çin Hindi de Soğuk Savaş’taki çatışma alanlarından biriydi. Fransa Vietnam’ı XIX. yüzyılın ortalarına kadar egemenliği altında tutmuş, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yerini Japonya’ya bırakmıştı. Bu sırada, Vietnamlı bir komünist olan Ho Chi Minh, ülkesini sömürge yönetiminden kurtarma hareketi başlatmış ve Amerikan Özgürlük Savaşı’nı kendisine örnek almıştı. Müttefikler 1945’te Japonya’yı yendikten sonra, bu kez de Ho Chi Minh’le uğraşmak zorunda kaldılar.
Yeniden büyük-güç konumuna gelmek isteyen Fransa, Vietnem’a dönmek konusunda ısrarlıydı. Ho geri çekilmeyi reddedince bağımsızlık savaşı sürdü. Avrupa’daki çevreleme politikası nedeniyle Fransa’nın desteğini devam ettirmesinde istekli olan Amerika Birleşik Devletleri, Vitetnam çatışması için gerekli kaynakların kullanılabilmesi amacıyla ona ekonomik yardımda bulundu ise de Fransa’nın 1954’te yenilmesini önleyemedi. Cenevre’de toplanan bir uluslararası konferansta Vietnam ikiye ayrıldı; Kuzey’de Ho iktidara gelirken, nüfusunun çoğunluğu Budist olan Güney’de Katolik ve antikomünist Ngo Dinh Diem hükümetin başına geçti. İki yıl sonra da ülkeyi birleştirmek için seçimler yapılacaktı.
Vietnam düşerse bunun Birmanya, Tayland ve Endonezya’nın da düşmesine yol açacağına inanan Eisenhower, Diem’in 1956’da seçime gitmeyi reddetmesini destekledi ve yapılan ekonomik ve askeri yardımı arttırdı. Kennedy de yardımı çoğalttı ve sınırlı sayıda askeri danışman göndermeye başladıysa da Kuzey ile Güney arasındaki çatışmalar sürdü. Halk tarafından tutulmayan Diem 1963’te görevden atıldı ve öldürüldü.
Durum öncekinden çok daha istikrarsız olmuştu. Viet Kong diye bilinen Güneyli gerillalar bazan gizliden gizliye, bazan da siyasal kolları olan Ulusal Kurtuluş Cephesi (NLF) aracılığıyla Güney Vietnam hükümetine meydan okudular. Kuzey Vietnam’ın da yardımıyla, özellikle kırsal bölgelerdeki köylülerden sağladıkları desteği arttırdılar. Güney Vietnam’daki komünist ilerlemesini durdurmaya kararlı olan Johnson Vietnam Savaşı’nı sahiplendi. Kuzey Vietnamlıların iki Amerikan destroyerine saldırmaları üzerine Johnson 7 Ağustos 1964’te Kongre’den Tonkin Körfezi kararını çıkarmayı başardı; anılan kararla başkana, “Amerika Birleşik Devletleri güçlerine karşı girişilecek her saldırıyı defetmek ve ilerideki saldırıları engellemek için gerekli tüm önlemleri alma” yetkisi veriliyordu. Kasım 1964’te yeniden seçilmesinden sonra da bir tırmandırma politikası başlattı. 1965 başlarında 25.000 olan gönüllü ve silah altına alınmış asker sayısı 1968’de 500.000’e yükseldi. Yoğun bir bombardıman harekatı hem Kuzey hem de Güney Vietnam’ın altını üstüne getirdi.
Kanlı çatışmaları televizyonda izleyen Amerikalılar ülkelerinin savaşa katılmasını protesto etmeye başladılar. George Kennan gibi dış politika uzmanları A.B.D. politikasını hatalı buldular. Diğer bazıları da, A.B.D.’nin savaşı sona erdirmeye yönelik bir stratejisi bulunmadığını ileri sürdüler. Amerikalılar, yoğun askeri kampanyanın savaşın gidişini etkilemiyormuş gibi göründüğünü izlediler.alkın ve özellikler gençlerin A.B.D. politikası karşısındaki tepkilerinin yarattığı baskı sonucu Johnson barış müzakereleri başlattı.
Savaş karşıtı eğilimler, Johnson’un 1968 seçimlerine katılmak niyetinde olmadığını açıklamasına yol açtı. Illinois’in Chicago kentinde yapılan Demokrat Parti Ulusal Kongresi toplantısı sırasında protestocular sokaklarda polisle çatıştılar. Özellikle, Robert Kennedy’nin Haziran ayında öldürülmesinden sonra Demokrat Parti içinde bir karışıklık yaşanması; 1960’larda alınan vatandaşlık hakları önlemlerine beyazların muhalefet etmeleri; Alabama Valisi George Wallace’nin üçüncü aday olarak ortaya çıkıp kendi eyaletinin yanı sıra Mississippi, Arkansas, Louisiana ve Georgia’da seçimi kazanması, Amerika Birleşik Devletleri’ni savaştan çekip çıkarmak ve ülkede “kamu düzeni”ni güçlendirmek planı ileri süren Cumhuriyetçi Richard Nixon’un seçimi kazanmasına yardım etti.
Nixon, bir yandan Amerikan askerlerini yavaş yavaş ülkeye geri getirirken, bir yandan da savaştaki en korkunç bombardımanın yapılmasını emretti. Ayrıca 1970’te, Kuzey Vietnamlıların silah ve malzeme taşıdıkları yolları kesmek amacıyla, Güney Vietnam’a giden bu yolların geçtiği Kamboçya’yı da işgal etti. Bu gelişme yeni protestolara ve gösterilere yol açtı ve pek çok üniversitede öğrenciler sokaklara döküldüler. Anılan gösterilerden birinin yapıldığı, Ohio’daki Kent State Üniversitesi’nde kamu düzenini korumak için görevlendirilen ulusal muhafız birliklerinin paniğe kapılıp ateş açmaları üzerine dört öğrenci öldü.
Amerika Birleşik Devletleri adına Nixon’un ulusal güvenlik danışmanı Henry Kissinger’in yürüttüğü müzakereler sonucu 1973’te ateşkes anlaşması imzalandı. Amerikan birliklerinin ayrılmasına karşılık, Kuzey Vietnam’ın tüm ülkede kontrolü ele geçirmesi nedeniyle çatışmalar 1975 ilkbaharına kadar sürdü.
Savaşın bedeli çok yüksek oldu. Vietnam harap edildi, milyonlarca kişi öldü ya da sakat kaldı, Amerika Birleşik Devletleri sonuçsuz bir çaba için 150 milyar dolar harcadı, 58.000 Amerikalı can verdi. Savaş ayrıca Soğuk Savaş politikasına ilişkin oydaşmayı (konsensüs) da sona erdirdi. Halk, bazı Amerikan askeri birliklerinin Vietnam’da gaddarlık yaptıklarını ve 1964’te Tonkin Körfezi olayına ilişkin gelişmeler konusunda hükümetin yalan söylediğini öğrendi. Pek çok Amerikalı Kamboçya’nın işgal edilmesinden dehşete kapıldı. Savaş ayrıca çok sayıda gencin, kendi hükümetlerinin davranışlarını ve korumaya çalıştığı değer yargılarını şüpheyle karşılamalarına neden oldu.