(Social security): Hastalık, işsizlik, yaşlılık ve ölüm gibi risklerin doğrudan bireyleri ya da mensubu oldukları hanehalkını ge-çici veya sürekli olarak kazançtan mahrum bırakması nedeniyle ortaya çıkabilecek fakirliğe karşı insanların korunmasına yönelik genel…
More(Social entrepreneurship): Toplumsal bir prob-lemin çözümü için yeni bir ürün/hizmet, süreç ya da kurumsal yapı öne-risi içeren sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir çözümleri, girişimcilik vasıf-larıyla ancak kâr amacı gütmeden hayata geçirmektir.…
More(Social income): Yeterli bir gelir güvencesi bulunmayan-ların yaşamları boyunca sürekli ve düzenli biçimde yapılan ödemelerle elde ettikleri gelirdir.…
More(Social rehabilitation):Hedeflenen bir topluluğun sosyal (ve ekonomik) yeterliliğin artırılması amacıyla gerçekleştirilen onarma, güçlendirme ve yeniden kazanma fa-aliyetleri bütünüdür. Sosyal esenlendirme faaliyetleri genellikle terör ve benzeri sebeplerle yerinden olmuşlar için kullanılmaktadır.…
More(Social exclusion): Bireyin toplumla bütünleşme-sini sağlayan medeni, siyasi, ekonomik ve sosyal haklara bazı kişi ve sos-yal gruplar tarafından tamamen veya kısmen ulaşılamamasıdır. Sosyal dışlanma, işsizlik, düşük ücretli çalışma, yoksulluk, gelir dağılımı denge-sizliği,…
More(Social solidarity): Bir toplumda yaşayan insan-lar arasındaki yakınlaştırıcı bağlar ve karşılıklı yardım ve işbirliğidir.…
More(Social integration): Tüm bireylerin ırk, cinsi-yet, dil ve din farkı gözetilmeksizin haklarını ve sorumluluklarını toplu-mun diğer bireyleri ile eşit şekilde ve tam olarak idrak ettiği ve topluma bu doğrultuda katkıda bulunduğu eşit…
More(Asylum seeker): Ülkesinde dil, din, ırk, etnik köken, siya-sal düşünce ya da sosyal konum nedeniyle kendisini tehdit ya da baskı altında hissederek ülkesini terk edip başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve…
More(Refugee): Ülkesinde dil, din, ırk, etnik köken, siyasal düşün-ce ya da sosyal konum nedeniyle kendisini tehdit ya da baskı altında his-sederek ülkesini terk edip başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu…
More(Occupational mobility): Çalışılan iş ya da meslek bırakılarak, yeni bir iş ya da meslekte çalışma doğrultusundaki değişikliktir.…
More(Satisfaction): İhtiyaçların ve isteklerin karşılanmasından doğan tatmin duygusudur. Yaşam memnuniyeti bir mekândaki re-fahın en önemli göstergelerinden biridir.…
More(Institutional capacity): Genel anlamıyla bir kurumun istediği çıktıları üretebilme kapasitesidir. Temelde yönetim ka-pasitesinin bir ölçümüdür, bu kapasite hem yetkin bir şekilde karar alma hem de bu kararları etkili bir şekilde uygulamayı içerir.…
More(Vulnerability): Bireylerin, hanehalklarının ve sosyal grupların gelecekte yoksulluğa düşme ihtimalini ifade eder. Kırılganlık, yok-sulluğun bir bileşeni olduğu kadar, yoksulluğun ortaya çıkmasının ve sürekliliğinin de bir sebebidir. Gelecekte yoksulluğa düşme ihtimali ha-nehalklarını bazı…
More(Rural area): İdari statüsüne bakılmaksızın 20.000 ve daha az nü-fusu bulunan yerleşim yerleridir. Alternatif birçok tanımın olduğu ve ba-zılarının Türkiye’de de kullanıldıkları göz ardı edilmemelidir.…
More(Urbanization): Bir ülkede kent sayısının (kapsanan top-lam kentsel alan artarak) artması veya mevcut kentlerin (nüfus, ekono-mik aktivite hacmi veya kapsanan mekânın) büyümesidir. Kentleşme ile birlikte genellikle, işbölümü ve uzmanlaşmanın artması, duygusal ve…
More(Employment in informal sector): Resmi bir kaydı ve tüzel kişiliği olmayan, üretiminin en azından bir kıs-mının satış ya da değişim amacıyla yapılan, çalışan kişi sayısı belirli bir büyüklüğün altında olan, birincil tarım…
More(Informal employment): Niteliği itibarıyla res-mi kayda tabi işlerde çalışarak istihdama katılan kişilerin çalışmalarının gün veya ücret olarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına hiç bildirilme-mesi ya da eksik bildirilmesidir. Kayıtdışı istihdam, devletin vergi…
More(Illegal immigrant): Gittikleri ülkenin otoritelerine kendilerini bildirmeden veya iznini almadan o ülkede yaşayanlardır.…
More(Structural unemployment): İşgücü arzının bilgi, yetenek, tecrübe, meslek ve coğrafi dağılımının işgücü talebiyle uyuş-mamasından kaynaklanan işsizlik türüdür. En yaygın sebepleri arasında işyerlerinde üretim teknolojilerinin gelişmesi sonucu mevcut işgücü arzı-nın niteliğinin işgücü talebinin…
More(Technological unemployment): Emek yoğun üretim metotlarından sermaye yoğun üretim metotlarına geçiş sürecin-de işgücü talebinin azalması sonucu ortaya çıkan işsizliktir.…
More(Seasonal unemployment): Belli ekonomik aktivitelerin gerektirdiği işgücü ihtiyacının mevsimsel olarak dalgalan-ması nedeniyle işgücü talebinin azaldığı dönemlerde ortaya çıkan işsiz-liktir. Tarım sektöründe yaygın olarak görülmektedir. Tarım sektöründe işgücü talebi ekim, hasat, çapalama ve…
More(Cyclical unemployment): Ekonominin kü-çülme dönemlerinde üretim hacminin daralmasının işgücü talebini azaltması nedeniyle ortaya çıkan işsizliktir.…
More(Disguised unemployment): Herhangi bir işyerinde ya da sektörde bir miktar işgücü üretimden/faaliyetten çekilse dahi toplam çıktıda bir azalma olmaması durumudur. Bu işsizlik türü genellikle orga-nizasyonel yetersizliklerden kaynaklanır.…
More(Frictional unemployment): İnsanların bir işten ya da meslekten diğerine geçişleri sırasında işsiz kalmaları nedeniyle gözlenen işsizliktir. Arizi işsizliğin temel sebepleri, işgücü piyasalarının iyi organize olmayışı, işgücü piyasasındaki bilgi ve mobilite eksiklikleri, ve…
More(Unemployment): Belirli bir mekânda ve belirli bir zaman di-limi içinde, cari ücret haddinde çalışmaya hazır ve istekli olduğu halde iş bulamayan kurumsal olmayan (öğrenciler veya hapishane, kışla, huzurei vb. kurumlarda ikamet edenler…
More(Unemployed): Belirli bir referans dönemi içinde istihdamda olmayan, iş aramak için son 3 ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış yani herhangi bir girişimde bulunmuş ve iş bulduğu takdirde 15…
More(Labour force participation rate): Hâlihazırda istihdam edilen veya iş arayan insanların kurumsal olma-yan (öğrenciler, yahut hapishane, kışla, huzurevi vb. kurumlarda ikamet edenler dışında kalan) 15 yaş üstü nüfusa oranıdır.…
More(Occupational safety and health /health and safety at work): İşin yapılması sırasında işyerindeki fiziki çevre şartları sebebiyle işçilerin maruz kaldıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması suretiyle işçilere uygun…
More(Employability): Bir insanın mevcut bilgi, ye-tenek ve tecrübesi ile iş bulabilme ve işgücünde kalabilme kapasitesidir.…
More(Decent work): Adil düzeyde gelir, iş güvenliği ve sosyal koruma sağlayan; ça-lışanların kişisel gelişimlerini ve sosyal uyumlarını artıran, insanlara iş yerine ilişkin çekincelerini açıklama, hayatlarını etkileyecek karar verme süreçlerine katılma özgürlüğü sağlayan…
More