Ağaç yonan veya oyan birini görmek, bir takım münafık adamlarla muamele eden ve onlardan hile ile mal alan adama delâlet eder.…
MoreRüyada görülen ud ağacı, evlâda medh ve senaya işarettir. Orman halinde ağaçlar görmek, parlak ve huzurlu günlere, yapraklı ağaçlar da saadete, safaya, gönül neşesine dalalet eder. Rüyada kırılmış ve kesilmiş bir ağaç…
MoreHangi yaşta olursa olsun menopoz dönemindeki bir kadının menopozun birinci senesinden sonraki kanamaları, âdet değil, istihâza/özür akıntısı olarak kabul edilir (Bkz. Kâsânî, Bedâî’, III, 200). Bu durumda kendisinden devamlı kan gelen bir…
MoreMenopoz, kadınlarda gebe kalma ve doğurma yeteneğinin sona ermesi, âdetten kesilme hâli demektir. Menopoz dönemine geçiş esnasında âdet düzensizlikleri ve âdet günlerinde değişiklikler meydana gelebilir. Uzmanların belirttiğine göre menopoza giren bir kadın,…
MoreDış gebelik, 45 haftalık süre içinde fark edilir ve karından müdahale ile gebelik sonlandırılır. Normal gebelikte rahim içinde meydana gelen değişiklik dış gebelikte de belli ölçüde gerçekleşir. Dış gebelik ameliyatından sonra rahimden…
MoreUzmanlardan alınan bilgiye göre, döllenmiş yumurtanın rahim içine değil de fallop tüpüne yerleşmesi durumunda oluşan dış gebelikte, zamanla tüpte gelişen embriyo, bölgedeki damarlardan birinin veya birkaçının yırtılmasına ve kanamaya neden olabilir. Rahim…
MoreHanefî ve Hanbelîlere göre; el, ayak veya parmak gibi organları belirmiş olan bir bebek düşüren kadından gelen kan, nifas (lohusalık) kanıdır. El ve ayak gibi organlar belirmeden meydana gelmiş düşükten sonra görülen…
MoreHamile bir kadının gördüğü kanama âdet değil, istihâza (özür) kanıdır. İstihâza kanı, vücudun herhangi bir yerinden akan kan hükmündedir. Bu kanın akmasıyla yalnız abdest bozulur, gusül gerekmez (Mevsılî, elİhtiyâr, I, 99). İstihâza…
MoreLohusalık/nifas hâli, doğum veya düşük yapan ya da kürtaj olan bir kadının doğumdan sonra kanamasının devam ettiği hâldir. Böyle kadına lohusa denir. Her kadın için farklı nifas süreleri olabilir. Bu, kadınların fizikî…
MoreHanefî mezhebine göre devamlı kanaması olan kadının üç hâli vardır: 1 Bülûğdan (ergenlikten) önce kanaması olan ve bülûğa erdikten sonra da sürekli kan görmeye devam eden kızın âdeti her aydan on gün,…
MoreCünüp olup da henüz gusletmeden önce âdet görmeye başlayan bir kadının hemen gusletmesi şart değildir, guslü âdetinin bitimine kadar geciktirebilir.…
MoreDüzenli âdeti olan bir kadının âdet dönemi öncesinde gördüğü lekelenmeler âdet hükmünde kabul edilir ve o andan itibaren âdet günü sona erene kadar âdetli sayılır. Dolayısıyla lekelenmelerin olduğu günlerde de namaz kılamaz…
MoreÂdet kanamasına etki eden ilaçların kullanımı her zaman kesin çözüm olmayabilir. Bazen bu ilaçlar kanamayı tamamen kesmeyebilir. Bu nedenle, kullanılan ilaçlara bağlı olarak gelen akıntı âdet kanaması hükmünde kabul edilmektedir.…
MoreHanefî mezhebine göre üç günden az ve on günden fazla devam eden kanamalar âdet değil, özür olarak kabul edilir (Mevsılî, elİhtiyâr, I, 99; İbn Nüceym, elBahr, I, 120). Şâfiî mezhebine göre ise…
MoreAdet kanaması 10 günden fazla süren bir kadın ibadetlerini yerine getirmede nasıl hareket etmelidir?
Her kadının âdet gördüğü gün sayısı eşit değildir. Bu süre Hanefîlere göre en az üç, en çok on gündür. Düzenli âdet gören bir kadının normal âdet günlerinden sonra kanaması devam ederse bu…
MoreÂdetliyken ihrama giren veya ihrama girdikten sonra âdet görmeye başlayan kadınlar, tavafın dışında haccın bütün menâsikini yerine getirebilirler. Ancak metâfa giremez ve tavaf edemezler. Çünkü Resûlullah (s.a.s.), Hz. Âişe’ye “Bu, Allah Teala’nın, Âdem’in…
MoreÂdetli olsun veya olmasın kadınların, cenazenin yanında durmaları, açıp yüzüne bakmaları ve kabir ziyaretinde bulunmaları caizdir.…
MoreBilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans çalışmalarını tamamladıktan (2003) sonra, aynı üniversitede Halil İnalcık’ın danışmanlığında Batı Akdeniz’deki Osmanlı korsanları hakkında yazdığı tez ile yüksek lisans diplomasını aldı (2006). Ardından Georgetown Üniversitesi Yeniçağ…
MoreTürk – İslam devletlerinin tarihî tecrübede elde ettikleri bütün medeniyet birikiminin doruk noktasına Osmanlılar ile ulaşılmıştır. Osmanlı Devleti, bilhassa Kur’an’dan ve Hz. Peygamber’in tecrübesinden beslenerek devam etmiş ve kendi dönemlerine gelinceye kadar…
MoreFMV Özel Işık Lisesi ve İstanbul Üniversitesi, İngiliz Dili & Edebiyatı mezunu olan Tuğçe Işınsu, 11 yıl süren reklam yazarlığı kariyerinin ardından doğuştan sahip olduğu psişik güçleri ve aldığı spiritüel eğitimler ile…
MoreMevlevi ayini sırasında, sema’hane’de dolaşıp, sema’ edenlerin birbirine çarpmamalarını ve düzeni bozmamalarını sağlayan dede’ye, “sema-zen başı” denir. Sema’zen başı, sema’ı iyi yapanlardan olurdu. Sema’zen başı, sema’ sırasında, hırka giyerdi. Yeni başlayanlara (mübtedîlere)…
MoreArapça, Allah’ın adaşı anlamındadır. Allah ve kulda ortak olarak kullanılabilen isimlerde her ikisi adaştır. Meselâ, insan da, semî, basîr gibi isimlere sahiptir. Allah da. Bu gibi isimlere “semiyyullah” denir.…
MoreArapça, susam, susam tanesi demektir. Dil ile anlatılamayacak kadar ince ma’rifete “şemseme” denir.…
MoreTunus’da XIX. yüzyılda kurulmuş bir tasavvuf okulu. SENÛSİYYE: Ebû Abdullah Muhammed b. Yusuf b. Ömer b. Şu’aybi’s-Senûsî (ö. 895/1490) tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu olup, Medyeniyye’nin kollarından biridir.…
MoreFarsça, baş, kafa anlamına gelir. Feyiz suya benzetilir. Bu suyun başı olan kâmil insana da “ser-çeşme” (çeşmenin başı) adı verilir. Sert -deste: Topluluğun başı, lideri anlamına gelir. Tasavvuf okulunu yöneten mürşid-i kâmiller,…
MoreArapça, eserlerin sırları demektir. Varlıkların bâtınlarından ibaret İlâhî isimlere denir.…
MoreArapça, rablığın sırları anlamına gelir. Rab isminin aynların suretlerinde ortaya çıkışı. Aynlarm, kendi zatıyla kaim Rab isminin mazhariyeti olması, Rabbe ait ta’ayyünlerin açığa çıkması, yine, Rabb’ın varlığına bağlıdır. Yani Rabb ismi olmasa,…
MoreFarsça’da soğukluk demektir. Muhabbet makamının sonunda nefs soğur. Bunun mukabili olan germî (sıcaklık) ilahî aşk hararetine kapılma ve bunun sonucu olarak, cezbelenme, coşku halini ifade eder.…
MoreArapça, varlığın sirayet etmesi, bulaşması demektir. Rahmanî soluk, mukaddes feyz. Âlem ve insan, bu feyzin pırıltılarıdır.…
MoreArapça, yatak, döşek, taht gibi anlamları ihtiva eden bir kelime. İlâhiyye makamında (Mekâne) bulunan Rahmani mertebe.…
More