Arapça, sevgi demektir. Muhabbet mertebelerin-dendir. Kalbin heyecanı, sevgiye bitişmesi, Allah’ü Teâlâ’nın bu mastardan türemiş, “Vedûd” diye güzel bir ismi vardır.…
MoreArapça, genişlik demektir. Muhakkıkların vüs’u, istifanın vüs’u olarak da anılır. Bu vüs’a (genişliğe), hilâfet genişliği de denir ki, Allah’ın isim ve sıfatlarını gerçekleştirenlerde bulunur.…
More: Türkçe, tanımadık kimse anlamına gelen, aynı zamanda Japonca’da aynı manada olmak üzere bulunan bir kelime. Başka tarikattan olanlara veya tasavvufla alâkası olmayan avam kesimine, yabancı denir. Aynı tasavvuf okulu mensuplarına “ihvan”…
MoreFarsça, hatırda tutmak, zihinde tutmak manalarına gelen bir tâbir. Bu, Nakşibendî ıstılahıdır. Allah’ın sürekli görmekte ve bilmekte olduğunu bilmek ve bunun bilincinde olmaktır. Buna, ihsan da denir, huzur ber-gayret olarak tanımlayanlar da…
MoreFarsça, zikretmek, hatırlamak demektir. Murâkebe mertebesine ulaştıktan sonra, sâlikin, muayyen sayıda nefy ve isbât (la ilahe illallah) zikri yapması. Bu şekilde kalbin pası giderilir ve müşahedeye ulaşılır. Bu zikir, ağız ve göz…
MoreAbdullahi’l-Yafi’î Aliyyü’l-Kadirî tarafından kurulmuş, Kadirîliğin kollarından bir tasavvuf okulu.…
MoreArapça, ey o, anlamında bir tâbir. Zikir sırasında dervişler, bazan “yâ hû” diye zikrederler. Buradaki hû zamiri, Allah’ı ifâde etmektedir.…
MoreMağrib’li Ebu Yâiz Cevad b. Meymûni’l-Hazmiri’l-Hankurî tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu.…
MoreArapça, uyanıklık demektir. Cürcanî bunu şöyle tanımlar: ” Hak’tan gelen ve zecrden (yasaktan) neyin kastedildiğini bildiren idrâke, yakaza denir. Nurların tecellîsi sebebiyle, insanın kendine gelişi, gafletten kurtuluşu, uyanma.…
MoreArapça kesin, açık bilgiyi ifade eden bir kelime. Kuşeyrî üç türlü yakînden bahseder: 1. İlme’l-Yâkin: Bir şey hakkında habere dayanan bilgi. 2. Ayne’l- Yakin: Bir şey hakkında, görmek suretiyle elde edilen bilgi,…
MoreBir kerecik kusur işleyen mürid hakkında, şeyhe niyaz tarzında söylenen söz ki bu affetmeyi ihtiva eder. Merhem koyup onarma sînemde kanlı dağı. Söndürme öz elinle yandırdığın çerağı. Fuzulî…
MoreBir adı da Harrâziyye’dir. Hızriy-ye’nin kolu olan bir tasavvuf okulu.…
MoreArapça, sahranın, çölün yakutu anlamında bir tamlama.Nefs-i külliye. Bu ismin veriliş nedeni, nuraniyyetin karanlık olan zulm ile karışmasıdır. Cisimden ayrı olan akıl, böyle değildir. O, sırf nur olduğu için, “dürr-i beyzâ” (beyaz…
MoreBu atasözü, bir hadise istinad eder. Yalanın imana aykırılığı, bu sözle açık seçik vurgulanır.…
MoreBu atasözü gönül yapmanın zor, yıkmanın kolay olduğunu ifade eder. Ancak bu, maddî manada da kullanılır. Bir binanın yapımı bir kaç yıla sığarken, yıkımı, modern dinamitleme teknikleriyle on saniye içinde gerçekleşmektedir. Ancak…
MoreFarsça, sevgili dost demektir. Bütün yaratıkların şekillerini meydana getiren İlâhî sıfatlar. Sâlikin haline en uygun isim budur. Zira kelime-i tevhidin esâsı budur. Tehanevî, bunu, şuhûd âlemi ve Hakk’ın zâtını görmek diye tarif…
MoreFarsça-Arapça, mağara arkadaşı, mağara dostu demektir. Hicret sırasında Hz. Peygamber (s), Hz. Ebu Bekir (r) ile Sevr mağarasına sığınmış ve orada gizlenmişlerdi. Müşrikler, ağzına kadar geldikleri halde, güvercinin yuva yapması, örümceğin ağını…
MoreBu sözler Yunus Emre’ye ait olup, kulların hatâlarının affedilmesini salık vermektedir. Allah hatırı için, Allah’ın yapısı bu kulların affı, onların hoş görülmesi sosyo-moral açıdan büyük bir önemi hâizdir, bu manzumenin tamamı şöyledir:…
MoreKurumamış ağacı kesmemek gerek. Çünkü bir ağacın yetişmesi uzun yıllara ve hatta masraflara mal olmaktadır. Çağımızın çevrecilik hareketi, orijinal değildir. Bizim kültürümüzde, ağacı, ormanı, yeşili sevmek, korumak, atasözlerimize girerek, kamu vicdanında, dinî…
MoreÖlmüş veliler ve mezarları hakkında kullanılır bir tâbir. Halk, yatırlara büyük saygı gösterir. Allah rızası için, o mahallerde, Allah için kurbanları keser, o yerin teberrük açısından ayrıcalığı olması münasebetiyle, orada Allah’a bazı…
MoreEskiden, harp sırasında yaralanmaktan korunmak üzere, hazırlanmış bir tür gömlek. Bu ipek veya pamuktan olurdu. Üzerine de, kötülükten koruyacağına inanılan birtakım Kur’an-ı Kerim ayetleri yazılırdı. Sultan Yavuz Selim’e ait böyle bir gömlek,…
MoreArapça, iki el demektir. Allah’ın celâl ve cemâl isimleri. Karşılıklı mânâları ifâde eden isimler: Nâfi-Dârr, Latîf-Kahhâr vs. gibi.…
MoreYedi rakamına ait geliştirilmiş bir inanç vardır ki, muhtemelen bunun kökeni, Kur’an-ı Kerim’de “Yedi sema” (Bakara 29) “Yedi deniz” (Lokman 27) “Yedi başak” (Bakara/261 Yusuf/46) “Yedi çift” (Hicr/87) “Yedi kapı” (Hicr/44) “Yedi…
MoreArapça, beyaz el demektir. Hz. Musa’nın beyaz el mucizesi. Hz. Musa sağ elini cebine sokup çıkardığında lekesiz (min gayri-sû) süt gibi bembeyaz bir halde parlıyordu. (Bkz. Taha/24, Nemi/12, Kasas/32, Şuara/33, Araf/108). Keramet…
MoreVeliler hiyerarşisinde yer alan yedi büyük veli. Bunlar, Hz. ibrahim’in kalbi yani ruh yapısı üzere şekillenmiş olup, insanlara rıfk ve hilm ile muamelede bulunurlar. Bunlara Ricâl-i ula veya Ricâl-i Me’aric-i ula da…
MoreArapça Allah’ın eli anlamında bir isim tamlaması. Kur’an-ı Kerimde 4 yerde (Al-i İmran/73, Maide/64, Feth/ 10, Hadid/29) geçen bu tâbir, Allah’ın kudreti manasmdadır.…
MoreArapça, hikmet pınarları demektir. “Kırk gün helâl yiyenlerin kalbindeki pınarlardan ve çeşmelerden, nur fışkırır” (Aclûni, II, 224) hadis-i şerifinde de belirtildiği gibi hikmet pınarları müminlerin kalbindedir.…
MoreArapça, ümidi yitirmek anlamındadır. Kur’an-ı Kerim’de “Allah’ın rahmetinden kafirlerden başkası ümidini yitirmez” (Yusuf/87) buyurulur. Kabz (tutukluk) hali.…
MoreHoca Ahmed Yesevî (Ö.562/ 1166)’ye dayandırılan bir tasavvuf okulu olup Hâcegâniyye’nin kol-larındandır.…
MoreArapça, cuma günü demektir. Ayn-ı Cem’e erme ve buluşma vakti.…
More