Kefenin bir parçası. (Bkz. Kefen) Lifâfe baştan ve ayaklardan aşırı uzunlukta olup kefenin en geniş parçasıdır. Baş üstünden ve ayak altından uçları büzülüp bezle bağlanır. (Halebî) Kadının kefeni beş parça olup sünnettir:…
MoreLânetleşmek, erkeğin zevcesini (hanımını) zinâ etmekle suçlaması veya bu çocuk benden değildir demesi hâlinde dört şâhid getiremezse, zevcenin isteği üzerine eşlerin hâkim huzûruna çağrılarak usûlüne uygun (âyet-i kerîmedeki bildirildiği şekilde) karşılıklı yemîn…
MoreHoşluk, yumuşaklık, tatlılık. Allahü teâlâ, kıyâmette, ilâhlık makâmında tecelli buyurup, yedi kat gökleri sağ kudret eline alıp buyurur ki: “Ey alçak dünyâ! Senin içinde rablık dâvâsı edenler ve ahmakların rab tanıdıkları âcizler…
MoreKendili ğinden ölen veya Besmelesiz kesilen veya kesilmeyip de başka sûretle öldürülen veya Ehl-i kitâb olmayan kâfir ve mürtedlerin kestikleri yenmesi haram hayvanlar. Ölmüş hayvan. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:…
MoreEğlence. Âhirette faydası olacak şeylerden alıkoyan her şey. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Biliniz ki, dünyâ hayâtı elbette la’b (oyun) ve lehv ve zînet yâni süslenmek ve tefâhur yâni öğünme ve malı…
MoreAllahü teâlânın vergisi, ihsânı olan mânevî ilim. (Bkz. İlm) Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Orada kendi indimizden bir rahmet (vahy ve nübüvvet veya uzun ömür) verdiğimiz ve ona ledünnî ilmi…
MoreHac, umre veya her ikisini yapmak üzere niyyet ederken yâni ihrâma girerken başlayıp, Mina’da Cemre-i akabede (büyük cemrede) şeytan taşlanırken atılan ilk taşla söylemesi son bulan mübârek sözler: Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyk…
MoreHiçbir dîne inanmıyanlar ile müşriklerin (Allahü teâlâya ortak koşanların) azâb görecekleri, Cehennem’in altıncı tabakası. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: ŞÜphe yok ki hem âhiret, hem dünyâ bizimdir. İşte sizi alevlendikçe…
MoreHoş, tatlı söz, şaka. Arkadaşlarınıza latîfe yapınız. Onlarla edebli ve hoşça vakit geçiriniz. Kalb kırmayınız. Lâkin şunu biliniz ki, bir topluluğu güldürenlerde hayır yoktur. (İmâm-ı Mâverdî) Latîfenin fazlası iyi görülmemiş tir. Çünkü,…
MoreBedduâ; bir kimsenin kötülüğünü, Allahü teâlânın af ve merhametinden mahrum olmasını, ihânet edenlerin veya kötülüklerin gerektiği cezâya çarptırılmasını istemek. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruluyor ki: Allahü teâlâ ve Resûlüne eziyyet edenlere, dünyâda ve…
MoreGeçim sıkıntısı veya nâmus korkusu (zinâ ithamlarından kaçınmak) için terkedilmiş, bir yere bırakılmış çocuk. Lakîti terketmek günâh, görünce alıp ölümden kurtarmak şehirde sünnet, tenhâ yerde ise farzdır. Kuyuya düş en âmâyı (körü)…
MoreBir kimseyi övmek veya yermek (kötülemek) için takılan adlar. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Ey îmân edenler! Bir takım kimseler diğerleri ile alay etmesin. Olur ki, alay edilenler, Allah indinde…
MoreLevm eden, kınayan, iyi ve güzel bulmayan. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Ey îmân edenler! Dinden çıkarsanız Allahü teâlâ sizin yerinize başkalarını getirir. Onları sever. Onlar da Allahü teâlâyı severler.…
MoreHatâ etmek, doğrudan sapmak. Çoğulu elhândır. 1.Tecvîd ilminde, tecvîd kâidelerine uymamaktan doğan okuyuş hatâsı. Fıkıh kitablarında namaz kılanı n namazın farzlarından olan kırâette yaptığı hatâ zelletül-kârî adı altında incelenmiştir. (Bkz. Zelletül-Kârî) Lahn,…
MoreNamaza imâm ile berâber başladığı hâlde, kendisine uyku, gaflet veya benzeri bir sebebden dolayı abdest bozulması hâli ârız olup da (meydana gelip de) namazın tamâmını veya bir kısmını imâm ile kılamayan kimse.…
MoreOyun, boş şey. Oyun ile boş yere vakit geçirme. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Biliniz ki, dünyâ hayâtı elbette la’b ve lehv (eğlence) ve zînet yâni süslenmek ve tefâhür yâni…
MoreAllahü teâlânın azameti, kudreti ve büyüklüğünü gösteren ve Arşın altında olduğu bildirilen Allahü teâlânın yarattığı en büyük varlıklardan biri. Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: O’nun (Allahü teâlânın) Kürsîsi, göklerden ve…
MoreEş , denk. Evlenecek kız ile erkeğin din bilgileri, takvâ (haramlardan kaçmak), neseb (soy), mevki ve servet bakımından denk olması. Yâ Ali! Üç şeyi geciktirme! Namazı evvel vaktinde (girince) kıl! Hazırlanmış cenâzenin…
MoreÖrtmek; hakkı örtmek, kapamak, Hakk’ı inkâr etmek. Dinde bilinmesi ve inanılması zarûrî olan şeyleri ve ahkâm-ı ş er’iyyeden (dînî hükümlerden) tevâtüren (kesin olarak) bildirilenleri inkâr etmek ve dinden olduğu herkesçe bilinen bir…
MoreFitne çıkarmak, adam öldürmek, zinâ etmek gibi büyük günahlara göre daha küçük sayılan günahlar, yasaklar, mekrûhlar. (Bkz. Sağîre) Tahrmen (harama yakın) mekrûh işlemek küçük günahtır. Küçük günâha devâm etmek, büyük günah olur.…
MoreSelçuklu Devleti’nin kuruluşu, Ortadoğu coğrafyası için değişimin başlangıcını temsil etmesiyle bir milat önemi taşımaktadır. Kendilerinden sonra gelen devletleri etkilemelerinin yanı sıra, Ortadoğu’nun siyasi, ekonomik, kültürel, dini ve etnik olarak yeniden şekillenmesi bakımından…
MoreAbdestsizlik veyâ cünüblük hâli. Hades; küçük hades ve büyük hades olmak üzere ikiye ayrılır. Küçük hades; bevl etmek, herhangi bir yerden kan çıkması ve abdesti bozan diğer durumlarla meydana gelen manevî kirlilik…
Moreİslâmiyet’te miktârı kesin olarak bildirilen cezâ. Beş günah için had cezâsı vardı r:Zinâ, şarab içmek, alkollü içki ile sarhoş olmak, kazf (iffetli erkek veya kadına zinâ etti diye iftirâda bulunmak), hırsızlık, yol…
MoreBirbirini dik olarak kesen iki doğrunun meydana getirdiği, hıristiyanlık dîninin sembolü olarak kabûl edilen şekil. Buna salîb ve istavroz da denir. İnsanların doğuştan günâhkâr olduğuna inanan hıristiyanlar, Îsâ aleyhisselâm ın bu günâhlara…
MoreEvlilik için yapılan akit, sözleşme. Evlenecek müslüman bir erkek ile kadının şâhidler huzûrunda ben seni zevceliğe (hanımlığa) aldım, diğerinin de kabûl ettim demesi. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: (Size) helâl…
MoreTasavvufta, insan kalbine gayb âleminden âniden gelen şeyler. Bevâdih kalbe gelen ferahlık ve sevinçtir. Sâhibini güldürür. Yâhut hüzün ve kederdir; sâhibini ağlatır. Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin; “Bir zaman güldüm, bir zaman ağladım. Ve…
MorePeygamber efendimizin mübârek kızı hazret-i Fâtımâ’nın lakabı. İlimde ve ictihâdda hazret-i Âişe, zühd (dünyâya rağbet etmemekte) ve dünyâdan kesilmekte, uzak durmakta ise, hazret-i Fâtıma daha ileridir. Bunun içindir ki, hazret-i Fâtımâ’ya Betûl…
MoreMüjdeleyici mânâsına Peygamber efendimizin isimlerinden. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: (Ey Muhammed!) Biz seni; mü’minleri, inananları beşîr, kâfirleri de azâb ile korkutucu, uyarıcı olarak gönderdik. (Bekara sûresi: 119) Kabirde mü’minlere…
MoreAllahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). İhsân eden, iyilik eden, yâni her iyilik kendisinden olan, îmân edip, iyi ameller yapmayı nasîb edip, bunlara karşılık âhirette sevâb ve dünyâda sıhhat, kuvvet, mal, makam,…
MoreAllahü teâlânın bol nîmet vermesi. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Böylece İbrâhim’i ve (kardeşi oğlu) Lût’u (Irak’daki Nemrûd’dan) kurtarıp, içinde âlemlere (ağaçlar, tatlı meyveler, ırmaklar vb. şeylerle veya pek çok…
More