İşâret etme. Bir özür sebebiyle başını yere koyamayan kimsenin rükû’ için biraz, secde için rükû’dan daha çok eğilmesi. Namazda rükû ve secdeleri yapamayan îmâ ile kılar. (Halebî) Alnında yara olan, yalnız burnu…
MoreSığınma. Teheccüd (gece namazı) ve sabah namazlarına uyanmak isteyen, yatsı namazını kılınca hemen yatmalı , gece, boş şeylerle uykusuz kalmamalıdır. Teheccüd zamânında tövbe istiğfâr etmek, Allahü teâlâya ilticâ etmek, yalvarmak, günâhlarını düşünmek,…
MoreBir şeyin veya hükmün meydana gelmesine doğrudan te’sir eden iş, sebeb. İlletin bulunduğu yerde; te’sir ettiği, meydana getirdiği şey veya hüküm de bulunur. İllet bulunmayınca bunlar da bulunmaz. Satış akdi, mülkiyet için…
MorePeygamberlerin kalblerine, uyanık iken, melek görünmeden ilâhî vahyin bırakılması. İlhâm, peygamberlerin aleyhimüsselâm ve sâlih (iyi) müslümanların kalblerine gelir. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin mübârek kalbine gelen ilhâm, her müslüman için seneddir. Herkesin…
MoreKur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş olan, müctehid âlimlerin söz birliği ile bildirdikleri ve müslümanlar arasında yayılan îmân bilgilerine uymamak, doğru yoldan ayrılmak küfre (îmânsızlığa) sebeb olan inanış. Allahü teâlâ âyet-i…
MoreMâbud, tanrı. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Onlar, (kâfirler, müşrikler) o kimselerdir ki, Allah ile berâber başka bir ilâh tanırlar. Onlar, yakında (başlarına gelecek âkıbeti) bileceklerdir. (Hicr sûresi: 96) Onlar,…
Moreİbâdet. Hac ve umrede yerine getirilmesi lâzım olan işlerin herbiri. (Bkz. Menâsik) Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: De ki: “Şüphesiz benim namazım, nüsüküm, hayâtım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah…
MoreGüzel mânâlı söz. Nükte: “Malı seviyorsan yerine sarf et de, sana sonsuz arkadaş olsun. Eğer sevmiyorsan ye de yok olsun.” (Abdullah-ı Ensârî) Nükte yaparken dikkat etmeli, dinleyicilerin yanlış anlıyacağı nüktelerden sakınmalıdır. (Seyyid…
MoreAllahü teâlânın tanınıp bilinmeyen velî kullarından bir topluluk. Nücebâ, insanların imdâdına yetiş ip, işlerinde dara düştükleri zaman yardımcı olurlar. Onların belâlardan korunmasına sebeb olurlar. (Molla Câmî)…
MoreNûrlu, ışıklı, parlak, münevver. Alev iki kısımdır. Biri zulmânî (karanlı k) ikincisi nûrânî. Zulmânî olandan cin, nûrânî olandan ise melekler yaratı lmı ştır. İnsanlar toprak maddelerinden yaratıldığı hâlde, Allahü teâlâ bu maddeleri,…
MoreBasılmış altın ve gümüş paralar. Müfredi (tekili) Nakddır.…
MoreDüzen, uygunluk. İnsan, etrâfını meselâ yerleri, gökleri ve yıldızları n boşlukta döndüklerini, ası rlar boyunca, çarpışmadıklarını, yeryüzünde, sı caklık, basınç, hava, su miktârlarının; yapılarının, hareketlerinin tam, hayata uygun olarak ayarlanmış olduğunu, insanları…
MoreKasd etme, kalbin bir şeye yönelmesi. İbâdetleri, emre itâat ve Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için yaptığını kalbinden geçirmek. Ameller (iş, ibâdet), niyete göre iyi veya kötü olur. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim) Kul, birçok…
MoreYalvarma, yakarma, dilekte bulunma, isteme. Bütün hamd ve senâlar Allahü teâlâya mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım dilerim. O’ndan af niyâz eder, O’na inanırım, O’na güvenirim. Hidâyeti Allahü teâlâdan bekler; sapıklık, düşüklük, şüphe…
More1.Vekillik. Allahü teâlâ bir hac ile üç kiş iyi Cenet’e koyar. 1) Vasiyet edeni, 2)Vasiyeti yerine getireni, 3) Niyâbeten hacca gideni. (Hadîs-i şerîf-İhyâ) Hac gibi, hem mâlî ve hem bedenî olan ibâdette,…
More1.Soy bakımından bağlılık, mensub olma. Kendisini babasından başkasına nisbet eden, Cehennem’e hazırlansın. (Hadîs-i şerîf-Savâik-i Muhrika) Tasavvufta velî bir zâtla mânevî irtibat, feyz alma, huzûr. Bir velînin kabrinden feyz almak için, o zâta…
MoreDinde zenginlik ölçüsü. İslâm dîninde, zenginlik ile fakirlik arasındaki maddî sınır. Altının nisâbı (Hanefî mezhebinde)yirmi miskal (96 gram)dır. (Kâşânî) Zekât vermenin farz olması için, zekât malının nisâb miktârı olduktan îtibâren bir hicrî…
Moreİyilik, rızık, saâdet. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Her nîmetin şükründen muhakkak sorulacaksınız. (Tekâsür sûresi: 8) Allahü teâlâ bir kulunu nîmetlendirirse, o nîmetinin eserini kulunun üzerinde görmek ister. (Hadîs-i şerîf-Kenz-ül-Ummâl)…
MoreTasavvuf yolunda ilerliyenlerin birbirlerine emr-i ma’rûf nehy-i anil-münker yapmaları yâni Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmeleri. Tasavvuf ehli arasında nikâr kalkınca bunlarda hayır kalmaz. (Ebü’l-Hasen Ali bin Muhammed Müzeyyen)…
MoreLohusalık hâli. Kadınların doğumdan sonraki özür hâlleri. Elleri, ayakları, başı belli olan düşükte gelen kan da nifâstır. Nifâs zamânının azı yoktur. Kan kesildiği zaman, gusül edip namaza başlar. En çok zamânı Hanefî…
MoreMünâfıklık; kalbiyle, îmân etmediği hâlde inanmış görünmek; için dışa uymaması, kâfir. (Bkz. Münâfıklık) Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Bedevîler, küfür ve nifak bakımından hem daha beter, hem de Allahü teâlânın Resûlüne indirdiği…
MoreKamıştan yapılan içi boş bir çalgı âleti. Allahü teâlânın aş kı ile dolmuş. Evliyânın büyüklerinden olan Celâleddîn-i Rûmî (kuddise sirruh) ney ve başka hiçbir çalgı çalmadı. Mûsikî dinlemedi ve raks, dans etmedi.…
More1.Âhirette, ölülerin diriltilip, hesâbları görüldükten sonra, cennetliklerin Cennet’e ve cehennemliklerin Cehennem’e dağılmaları. (Bkz. Haşr) Resûlullah efendimizin; kabir ve kıyâmet hâllerinden, haşrdan (ölülerin kabirlerinden kalktıktan sonra, Arasât meydanında toplanmasından) ve neşrden, Cennet’ten ve…
MoreKıyamet koptuktan sonra her şey yok olacak, Allah’tan başka hiçbir canlı kalmayacaktır. Evren bir süre böyle bomboş kaldıktan sonra Allah, İsrafil’i (as.) yaratacak, ikinci kez “Sûr”a üfürmesini kendisine emredecektir. İsrafil (as.) ikinci…
MoreKıyametin kopacağı muhakkak olmakla birlikte zamanını Allah’tan başka kimse bilemez. Peygamberimiz de bu hususta bilgisi olmadığını söylemiştir. Kesin olarak bilinen bir şey varsa o da, bir gün yer ve göklerin düzeni bozulacak,…
MoreAihrete imanın altı şartından birisi de ahirete inanmaktır. Allah’tan başka her şeyin bir sonu vardır. Dünyanın da bir gün sonu gelecek, o da canlılar gibi bir gün yok olacaktır. Hiç ölmeyecek, baki…
MoreBütün peygamberler, peygamber olmak itibariyle aralarında bir fark yoktur. Aralarında ayırım yapmadan hepsinin peygamberliğine inanır ve hepsinin de Allah tarafından gönderilmiş olduklarını gönülden tasdik ederiz. Ancak, Allah’ın kendilerine verdiği bazı özellikler sebebiyle…
MorePeygamberimizin en büyük mucizesi hiç şüphe yok ki Kur’anı Kerim’dir. Her peygamber, mucize olarak zamanında en ileri dereceye ulaşmış olan şeyin daha mükemmelini göstermiştir. Peygamberimizin yaşadığı asırda ise Arap Yarımadasında ün yapan…
MorePeygamberleri Allah tayin eder, insan çalışmakla peygamber olamaz. Allah, insanlar arasından seçerek gönderdiği peygamberleri, peygamber olduklarını ispat için mucize ile teyit etmiştir. Mucize: Peygamber olarak görevlendirildiğini söyleyen kimsenin bu sözünde doğru olduğunu…
MoreHz. Âdem’den itibaren son peygamber Hz. Muhammed’e (sas.) gelinceye kadar gelmiş geçmiş bütün peygamberlerin tebliğ ettikleri din Tevhid dinidir. Tevhid dininde birtakım esaslar vardır ki bunlar hiçbir peygamberde değişmemiştir. Bunlar, yukarıda geçen…
More