Hz. Osman’ın halifeliği sırasında fetihlerin genişlemesiyle bazı yerlerde okuyuş ayrılıkları ortaya çıkmaya başlamıştı. Bunun üzerine Halife, Hz. Ebu Bekir zamanında Kur’an’ın mushaf hâline getirilmesi çalışmalarını büyük bir başarı ile sonuçlandırmış bulunan Zeyd…
MoreVahyolunan ayetler Peygamberimiz ve Müslümanlar tarafından ezberlenirken diğer taraftan da Peygamberimizin emriyle vahiy kâtipleri tarafından da yazılıyordu. Dört Halife (Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali b. Ebî Tâlib), Zeyd b. Sâbit, Ubeyy…
MorePeygamberimize ilk inen ayetler, Kur’anı Kerim’de Alak suresinin ilk beş ayetidir. Bu ayetler peygamberimize Hira Mağarası’nda bulunduğu sırada inmiştir. Peygamberimiz, zaman zaman evinden ayrılarak Mekke’nin kuzey doğusunda bulunan Hira Mağarası’na çekilir, burada…
Moreİncil’in de Tevrat gibi asıl ve sahih bir nüshası yoktur. Bugün Hıristiyanların elinde bulunan ve “Ahdi Cedid” adını taşıyan kitaplar, Hz. İsa’ya Allah tarafından gönderilen İncil değildir. Hz. İsa’dan çok sonra değişik…
MoreBugün elde bulunan Tevrat’ın, Musa’ya (as.) nazil olan ilahi kitabın aynı olduğu söylenemez. Sonradan değişik kimseler tarafından yazılmış, ilave ve çıkartmalar yapılmış bir kitap hâline gelmiştir. İçinde asıl Tevrat’tan parçalar da olabilir.…
MoreAllah, yarattığı insanı başıboş bırakmamış, dünya ve ahirette mutlu olmasını sağlayacak yolları, peygamberleri aracılığıyla göstermiştir. Peygamberler de vahiy yoluyla Allah’tan aldıklarını aynen tebliğ etmişlerdir. Peygamberlerin Allah tarafından getirdiklerini ilahi ve semavi kitaplar…
MoreDilcilere göre vahiy, gizli ve süratli söz, işaret ve ilham manalarına gelir. Vahyin, dinî terim olarak manası, Allah’ın peygamberlerine dilediğini özel bir şekilde bildirmesidir. Kur’anı Kerim’de vahyin çeşitlerinden şu üçü bildirilmektedir: Allah,…
MoreCebrail (as.): Allah’tan peygamberlerine vahiy ve kitap getiren, yani, elçilik yapan melektir. Mikail (as.): Tabiat olaylarıyla ilgili görevleri bulunan melektir. İsrafil (as.): Kıyametin kopması ve insanların öldükten sonra tekrar dirilmeleri için “sûr”a…
Moreİmanın şartlarından birisi de Allah’ın meleklerine inanmaktır. İman esasları, insanın, yaşayışında kendisine rehber edineceği ve daima hareketlerini ona uyduracağı prensiplerdir. Bu bakımdan meleklere iman, büyük önem taşımaktadır. Çünkü melek, insanı iyiliğe çağıran…
MoreMelekler, Allah’ın nurdan yarattığı varlıklardır. Onlarda —bizlerde olduğu gibi— erkeklik ve dişilik yoktur. Yemez, içmez, yatıp uyumazlar, yorulmaz ve hastalanmazlar. Allah’ın dilediği kadar yaşarlar. Yerde, göklerde ve her tarafta bulunurlar. Devamlı insanlarla…
MoreAllah, bize şah damarımızdan daha yakındır. Bizi her zaman ve her yerde görüp gözetmekte, yaptıklarımızı bilmektedir. Yerde ve göklerde O’na hiçbir şey saklı değildir. Hiç kimsenin göremeyeceği kapalı ve tenha yerlerde yaptıklarımızı…
MoreSevgilerin en yücesi Allah sevgisidir. Annemizi, babamızı severiz. Çünkü onlardan ilgi ve sevgi görmüş, şefkat ve merhamet kanatları arasında büyümüşüz. Bizi büyütmede ve hayata hazırlamada hiçbir fedakârlığı esirgememişlerdir. Bunun için onları severiz.…
MoreAllah’ın subuti sıfatları da şunlardır: Hayat: Allah hakiki ve ezeli hayat ile diridir. Her canlıya O, hayat vermektedir. Kur’anı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “Allah, O’ndan başka ilah olmayan, diri, her an yarattıklarını görüp…
MoreVücud: “Var olmak” demektir. Allah vardır ve varlığı zatının gereğidir. Bu itibarla Cenabı Hakk’a “Vâcibu’lvucûd” denir. Allah, var olmakta ve varlığını devam ettirmekte hiçbir şeye muhtaç değildir. Kıdem: Allah kadimdir, yani varlığının…
MoreAllah Teala sıfatlarıyla bilinir ve tanınır. Kur’anı Kerim, Allah’ın sıfatlarını bildirmektedir. Çünkü Allah’ın zatını anlayıp kavramamız mümkün değildir. Zaten Allah, bununla da bizi yükümlü tutmamıştır. Allah’ın sıfatları, zati ve subuti olmak üzere…
MoreYahûdîlerin Tevrât’tan sonra mukaddes kabûl ettikleri Talmûd kitâbının iki kısmından biri. Miş nâ, İbrânice “tekrar” demektir. Sözlü emirlerin kânun hâline getirilmiş ilk hâlidir. Yahûdî îtikâdına göre, Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma, Tûr dağında…
MorePropaganda yaparak belirli bir fikir ve inancı yayma işi. Dar anlamda, henüz hıristiyanlığı kabûl etmemiş ülkelerde veya hıristiyan ülkelerde çeşitli isimler altında hıristiyanlığı yayma ve hıristiyanlık propagandası yapma faâliyeti. Bu çalışmaları yürüten…
MoreBir karış büyüklüğünde kesilmiş, di şleri temizlemek için kullanılan ve Erak denilen ağaçtan veya zeytin dalından yapılan ağaç fırça. Misvâk; ağzı temizlemeye, cenâb-ı Hakk’ın rızâsına kavuşmaya vesîledir. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî) Misvâk kullanarak kılınan…
MoreÇarşıda, pazarda aynı evsâfta, özellikte benzeri bulunan, fiyatları farklı olmayan mal. Ağırlıkla, hacim ve uzunlukla ölçülenlerden fabrikada, tezgâhta yapı lan şeyler ve sayı ile ölçülenlerden, aynı büyüklükte olanlar ve aynı büyüklükteki yumurta…
MoreBir günlük nafakasından (yiyeceğinden, giyeceğinden) fazla bir şeyi olmayan müslüman. Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki: … Fazla ihtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeblerle oruç tutmaya güç yetiremeyenler üzerine, bir miskîn…
MoreBir çeşit ağırlık ölçü birimi. Bir miskal; Hanefî mezhebinde 4,8 gram, Şâfiî mezhebinde ise 3,45 gramdır. (Süleymân bin Cezâ) Üzerine bulaşan necâset, bir miskalden az ise yıkamak sünnettir. Bir miskal bulaşmış ise…
MoreSöz verme, sözleşme, andlaşma. Allahü teâlânın, Âdem aleyhisselâma ve bütün zürriyetine (ondan gelecek insanlara); “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye hitâb buyurması, onların da; “Evet, sen Rabbimizsin” diye cevab vermeleri. (Bkz. Ahd)…
MoreMerdiven. Resûlullah efendimiz, Mekke şehrinden, Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya geldikleri zaman, peygamberlerin rûhları, insan şekillerinde orada hazır bulundu. Bir anda Kudüs’ten yedinci göke kadar, bilinmeyen bir mîrâc ile çıkarıldı. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî) 2.Peygamber…
MoreBirinden gördüğü iyileğe karşı mahcup ve müteşekkir kalan. Kur’ân-ı kerîmi toplayan, Şeyhayn’dır (hazret-i Ebû Bekr ve hazret-i Ömer’dir). Bugün bilinen İslâm ilimlerinin hepsini, Şeyhayn ortaya koydu. Arabı, Acemi hidâyete getiren, Şeyhayn’dır. Şeyhayn’a…
MoreYapılan bir iyiliği, verilen bir şeyi başa kakma. Minnetin bu kısmı İslâmiyet’te yasaklanmıştır. Kur’ân-ı kerîmde meâlen şöyle buyruldu: Sadakalarınızın sevâbını minnet ve ezâ ile heder etmeyin, boşa çıkarmayın. (Bekara sûresi: 264) Minnet…
MoreCâmilerde hatiplerin hutbe okumaları için yapılmış merdivenli yüksek yer. Kabrim ile minberim arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir. (Hadîs-i şerîf-Minhet-ül-Vehbiyye) İmâm hutbe okumak için minbere çıkınca, cemâatin namaz kılması ve konuşması haram olur.…
MoreCâmilerde, müezzinlerin çıkıp ezân okuduğu yüksek yer. Minâre ilk defâ Mısır vâlisi Mesleme bin Mahled tarafından hazret-i Muâviye’nin emri ile yaptırılmıştır. (İbn-i Âbidîn) Minâre yapmak, müstehâbdır. Çünkü müezzinin, ezânı yükseğe çıkıp okuması…
MoreMekke-i mükerremenin doğusundaki dağların eteğinden Arafât’a giden yol üzerinde bulunan yer. Hac ibâdeti esnâsında kurban kesmek ve cemre (şeytan) taşlamak için buraya gidilir. İbrâhim aleyhisselâm, kurban etmek için, oğlu İsmâil’i buraya götürmüştü.…
Moreİman, insanın en değerli hazinesidir. Karanlık ile aydınlık bir olmadığı gibi, inanan insan ile inanmayan insan da bir değildir. İnanan insanın, Allah katında ve insanlar yanında üstün yeri ve değeri vardır. Allah,…
Moreİmanın doğru ve geçerli olması için üç şartın bulunması lazımdır: İman ümitsizlik hâlinde olmamalıdır. Hayatı boyunca inanmamış olan bir insanın, yaşama ümidi kalmayıp, ölümle burun buruna geldikten ve cehennemdeki yeri kendisine gösterildikten…
More