Yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan, her asırda güvenilen kimselerin hepsinin bir şeyi, bir haberi bildirmeleri. Mûsâ’nın, Îsâ’nın ve diğer peygamberlerin (aleyhimüsselâm) hârikalar, mûcizeler gösterdiği haber verildiği gibi, Muhammed aleyhisselâmın da mûcizeler gösterdiği…
MoreYönelme. 1.Peygamberleri aleyhimüsselâm veya evliyâyı vesîle (vâsıta) yaparak, onları n hâtırı için istenilen bir şeye kavuşturması için Allahü teâlâya yalvarmak. Buna, istigâse, tevessül ve teşeffü’ de denir. Resûlullah’ı n yanına bir âmâ…
MoreAllahü teâlâya teslim olma. Bir işe başlarken sebeplere yapıştıktan sonra O’na güvenme; kalbin, her işte Allahü teâlâya îtimâd etmesi, güvenmesi. Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki: Kim ki, Allahü teâlâdan korkarsa,…
MoreKadınların namazda oturma ş ekli; kaba etlerini yere koyup, uyluklarını birbirine yaklaştırarak, ayaklarını sağ taraftan dışarı çıkarıp, sol uylukları üzerine oturmaları. Kadınlar, namazda teverrük ederek otururlar. (Alâüddîn-i Haskefî) Namazda dizleri dikip, başını…
MoreBir isteğin, bir maksadı n hâsıl olması için bir şeyi vesîle, sebeb yapmak. Allahü teâlânın sevdiklerini araya koyarak; “Onların hâtırı, hürmeti için” diyerek duâ etmek veya bu sûretle yapılan duâ. İstiğâse ve…
MoreYorumlamak, açıklamak. Bir müslümanı n bir sözü veya bir işi birçok bakımdan kâfir (îmânsız) olacağını gösterse, bir bakımdan ise, kâfir olmıyacağını gösterse, bu bir bakıma göre te’vîl edilmeli ona kâfir dememelidir. (İbn-i…
MoreVekîl tâyin etme. Kadına, kendini boşamak için seni vekil ettim demek. (Bkz. Vekîl) İslâmiyet’te erkeğin talak (boşama) hakkını başkasına bırakması üç türlü olur: 1) Tefvîd: Erkeğin zevcesine (hanımına); “Kendini sen boşa” diyerek…
MoreKefil, birisinden belli bir veya birkaç kimsenin istedikleri bir şeyi, kendisinin de ödeyeceğine söz veren kimse. Dâmin. (Bkz. Kefil) Mübâşir (kişi, bizzat kendisi) müteammid (kasten) olmasa da zarar verdiği şeyi zâmin olur.…
MoreHaram olan, yasaklanan bir işin yapılmasını mübâh (dînen serbest) kılan sebeb, özür. Zarûretler, dînen haram, yasak olan ş eyleri mübâh kılar. Yâni mübâhı (dînen yapılması serbest olan bir işi) yapan nasıl muâheze…
MoreBoğazlama, kesme. Hayvanın boğazındaki yemek borusu, hava borusu, iki yandaki kan damarından üçünü bir anda kesmek. “Bismillâhi Allahü ekber” diyerek deveden başka hayvanın boğazını n herhangi bir yerinden zebh edilir. Bismillâhi derken…
MoreSebeb ile netîce arasındaki bağlılıkları bulmak, benzeyiş ve ayrılışları anlamak, yeni îcab ve vaziyetlere zihnin en iyi şekilde uyması. Akıl başka, zekâ başkadır. Her akıllı zekî, her zekî de akıllı olmayabilir. (Abdülhakîm…
Moreİslâm’ın beş şartından biri. Dînen zengin sayılan müslümanın nisab miktârındaki zekat malının belli zamanda belli miktârını zekat niyeti ile ayırıp emr edilen müslümanlara vermesi. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Allahü…
MoreAşağı, alçak, hor, hakîr. Kıyâmet günü, dünyâdaki kibir sâhibleri, küçük karınca gibi zelîl ve hakîr olarak kabirden çıkarılacaktır. Karınca gibi fakat insan şeklinde olacaklardır. Herkes bunları hakîr görecektir. (Hadîs-i şerîf-Berîka) Nefsini azîz…
MoreErkeğin, hanımını veya onun yüz, baş, ferc gibi bir uzvunu, kendisine nikâhı ebedî haram olan bir kadına veya onun bakılması harâm yerine; “Sen anam gibisin” veya “Senin sırtın anamın sırtı gibidir” gibi…
Moreİslâm devletindeki gayr-i müslim vatandaş. Zımmîlerden cizye alınmasından maksat, kâfirliğin aşağılığını, müslümanlığın ise, izzet ve şerefini göstermektir. Bu hakâret o derece te’sirlidir ki, cizye vermek korkusundan kıymetli elbise giyemezler, süslenemezler, hakîr, sefîl…
MoreHiçbir dinde olmadığı ve Allahü teâlâya inanmadığı hâlde, müslüman görünüp müslümanlığı değiştirmeye, îmânı bozmaya, dinsizliği müslümanlık olarak yaymaya çalışan ve İslâmiyet’i içerden yıkmaya uğraşan sinsi İslâm düşmanı, azılı kâfir, münâfık. Kâdıyânîler ve…
MoreKamerî senenin ayları olan Arabî ayların sonuncusu. Zilhicce ayının onuncu günü Kurban bayramı günüdür. Her kim o gün bayram namazından gelip kurbanını boğazlayıncaya kadar bir şey yemeyip kurbanının böbrekleri ile iftâr edip,…
MoreÂkıl ve bâliğ olan (akıllı, ergenlik çağına ulaşmış) kadın ve erkeğin aralarında nikâh olmadan gayr-i meşrû münâsebette bulunmaları. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: De ki: Geliniz size Rabbiniz neleri harâm…
MoreFıkı hta; çeşit, tür, kullanıldıkları yerler arasında çok fark bulunmayan şeylere ortak olarak verilen isim. Deve hayvan sınıfı nın bir cinsidir. Tüylü deve, bu cinsten bir nevidir. Aslı, kaynağı başka olan veya…
MoreUzun ve geniş örtü, manto. Çoğulu Celâbîb’dir. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Ey sevgili Peygamberim! Zevcelerine, kızları na ve mü’minlerin kadınlarına cilbâblarını üstlerine giymelerini söyle… (Ahzâb sûresi: 59) Haramdan olan…
MoreKavga, çekişme, münâkaşa. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki Hacda kadına yaklaşmak, günâh işlemek ve (hizmetçileri, arkadaşları ve başkaları ile) cidâl yoktur. (Bekara sûresi: 197) Başka hiç bir kusurun olmasa bile,…
MoreÇekme, çekilme. Allahü teâlânın sevdiği bir kulu kendisine çekmesi, yüksek derecelere kavuşturması. Bu da nefsi terbiye ederek, Allahü teâlâyı çok anmakla olur. Rahmân’ın cezbelerinden bir cezbe bütün insanların ve cinnîlerin sevâbları gibidir.…
More1) Mâhiyet, asıl, öz. Varlıkta kalabilmesi için başka bir mahlûka muhtâc olmayan, kendi kendine varlıkta kalabilen. Araz, sıfat demektir. Cevher üzerinde bulunur. Yalnız başına bulunmaz. (Seyyid Şerif) Kıymetli, işlenebilir mâden. Mecâz olarak…
MoreÇok cömert. Allahü teâlânın isimlerinden. Allahü teâlânın isimleri tevkîfîdir, yâni İslâm dîninin bildirmesine bağlıdır. İslâmiyet’in bildirdiği ismi söylemelidir. İslâmiyet’in bildirmediği isim söylenmez. Ne kadar güzel isim olsa da, söylenmemelidir. Meselâ Cevâd denir.…
MoreHacıların şeytan taşlarken att ıkları taşlar veya bu taşları n atıldığı yer. Çoğulu cimâr ve cemerât’tır. Minâ’da birbirlerine birer ok atımı mesâfede bulunan üç taş yığını vardır. Bunlardan birincisine Cemre-i ûlâ (birinci…
MoreTopluluk. Kalbde hâsıl olan mânevî toparlanma, huzur, Allahü teâlâ ile berâber olma hâli. Beş vakit namazı cemâat ile kıldıktan sonra, bütün vakitlerinde Allahü teâlâyı zikretmek (hatırlamak, anmak) lâzımdır. Kalbde başka hiç bir…
MoreGüzellik. Kadın ya malı, ya cemâli veya dîni için alı nır. Siz dîni için alınız. Malı için alan, malına kavuşamaz. Yalnız cemâl için alan cemâlinden mahrûm kalır. (Hadîs-i şerîf-Menâic-ül-İbâd) Allahü teâlânın lütuf…
MoreTopluluk. İbâdet etmek için bir araya gelen topluluk. Cemâatle kılınan namaza, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi kat fazla sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî) Güzel bir abdest alı p, mescidlerden birine cemâatle namaz kılmak…
More130 dirhem-i şer’îlik (436.8 gram) bir ağırlık ölçüsü birimi. Abdestte ve gusülde, lüzûmundan fazla su kullanmak isrâf olup, haramdır. Sekiz rıtl su ile sünnete uygun gusledilebilir. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, bir…
MoreSınır karakolu; İslâm dînini üstün kılmak, müslümanlardan kâfirlerin şerrini, zararını def etmek için düşman sınırında nöbet beklemek. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Ey îmân edenler! Din uğrundaki eziyetlere sabredin ve…
More