Evliya hiyerarşisinde bir yeri olan bu grub, ömürlerini dua, zili u zaruret, tevazu, meskenet ve recâ ile geçirirler. Yani dua erleridirler.…
MoreArapça, ilâhî erler, Rabbani erler, Allah adamları anlamlarına gelen bir tamlama. Manevî kuvvet sahibi veliler için kullanılır. Güçlü dualarıyla, ümmet-i Muhammed (s)’in yardımına koşarlar. Bunlar, Muhyiddin İbn Arabi Hazretlerinin de ifâde ettiği…
MoreArapça, esfel altı erler, demektir. Her asırda levh, kalem, arş, kürsi, yedi gök sayısınca toplam onbir kamil er. Bunların gıdaları nefes-i Rahmanî yani manevî hayat sebebi olan Rabbanî nefha (soluk) dır.…
MoreArapça, Allah adamları demektir. Bunlara gayb erleri veya gayb erenleri denir. Bu muhterem zevat, Rabbanî bir ağırbaşlılık ve huşu ile temayüz etmiş, Rahmanî tecelliler altında yenik düşmüş oldukları için, yüksek sesle konuşmazlar.…
MoreArapça, gayb erenleri demektir. Bkz. Ricâlullah ve Ricâl-i İlâhiyye.…
MoreArapça, feth erleri demektir. Günün her saati için tayin edilmiş, yirmi dört salih kul vardır. Ehlullahın kalplerine İlâhî sırlar, bunlar vasıtasıyla gönderilir. Her biri, bir yerde görevli olduğu için, bir araya gelip…
More: Arapça kuvvet erleri demektir. Bunlar meczupları, veya deliler olarak tanınır. Her asırda sekiz meczuba bu ad verilir. Bunlar tasarruf gücüne sahiptirler, biiznillah. Büyükler, bu gibilere saygı göstermek gerektiğini, ancak ihtilattan, yakın…
MoreArapça, Mennan’ın erleri demektir. Veliler hiyerarşisi içinde onbeş kişilik erenler grubudur. Kendilerine yüz çevirenlere, yakınlık göstermek gibi, özgünlük arzeden şahsiyet yapısına sahiptirler.…
MoreArapça, örtü demektir. Hakk’ın sıfatlarının kulda ortaya çıkmasıdır.…
MoreArapça, rüzgar, soluk demektir. Rahmanî soluk. Bu saba rüzgarı olarak bilinir.…
MoreFarsça, kayıtsız, laubali, akıllı, münkir vs. gibi özellikleri olan kişi anlamına gelir. Dışı melam, içi selim olan kişiye rind denir. Batı’da dünyaya önem vermeyen, Bohem tarzı hayat sürdürenlerle, rindler, arasında en önemli…
MoreArapça, gösteriş yapmak demektir. Amel işlerken Allah’tan başkası düşünülerek, ihlâsı terketmek. Kur’ân-ı Kerim’de, “Malını insanlara gösteriş yaparak infak eden gibi” (Bakara/264) âyeti ile bu hususa işaret olunur. Benzeri bir âyet de şudur:…
MoreArapça, mektup demektir. Sûfiye taçlarına eklenen parçaya denir Siyah bezden yapılan ve eni beş santim olan risale, tacın ön kısmına sarılırdı.…
MoreArapça, terbiye ve ıslah etme, idman yapma, eğitme vs. gibi anlamlan olan bir kelime. Nefsi eğitmek üzere onu aç, susuz ve sevdiği şeylerden mahrum bırakmaya riyazet denir. Nefsi ibâdete alıştırmak üzere eğitmek…
MoreArapça, terbiye edicilik, büyütücülük, Rablik, yaratıcılık vs. gibi anlamları olan bir kelime. Mevcudatı taleb eden isimler için gerekli mertebenin adıdır. Bu mertebenin altında, el-Alim, es-Semi, el-Basir, el-Kayyum, el-Mürid, el -Melik vb. gibi…
MoreArapça, ruh, nefs, Cebrail vs. gibi anlamları olan bir kelime. Kaşanî, bunu mücerred (soyut) insan latifesi olarak tanımlar, el-Bennacî ise ruhu, “histen daha latif bir cisim olup ona dokunulmaz, insanların büyük çoğunluğu…
MoreArapça, en büyük ruh demektir. Rububiyyeti bakımından, ilâhî zat’ın zuhur yeri (mazharı) olan ruh-ı insanîden ibarettir. Onun künhünü, Allah’tan başkası bilemez. Ruh-ı Azam’a, akl-ı evvel, hakikat-ı Muhammediyye, nefs-i vahide, hakikat- ı esmaiyye…
MoreArapça, güvenilir ruh demektir. Cebrail (a)…
MoreArapça, insana ait ruh demektir, insandaki ruh için kullanılır. Ruh-ı hayvanîye binmiş olarak insanda mevcut olan latifedir, müdrik bir bilicidir, insanî ruh, emir âleminden inmiştir. Akıllar bunun mahiyetini bilmez.…
MoreFarsça, yüz, İlâhî isim ve cemalin zuhuruna neden olan tecelli. Zuhuru-butunu kapsayan vahdet noktası.…
MoreArapça, ilka eden, kavuşturan, getiren ruh anlamınadır. Terim olarak gönüllere gaybî bilgileri getiren ruhu, yani Cebrail’i ifade eder.…
MoreArapça, Allah’ın ruhu demektir. Hz. İsa…
MoreRukneddin Firdevsî tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu olup, Kübreviyye’nin kollarındandır.…
MoreArapça, eğilmek demektir. İlâhî tecellilerin varlığı altında, kevnî mevcudatın yok oluşunu görmeye işaret eder.…
MoreArapça-Farsça. Rukye okuyan demektir. Efsuncu, üfürükçü, nefes eden, muskacı.…
MoreŞeyh İsmail Rumî (ö. 1041/1631) tarafından kurulmuş bir tasavvuf okuludur. İsmailiyye olarak bilinir. Kadiriliğin kollarındandır.…
MoreArapça, ilimlerin resimleri demektir. Bu, insan şuurudur. Alîm, Semî, Basîr gibi, insanda ve Hak’da ortak olarak zuhur eden sıfatları sebebiyle, kendini bilen, Rabbini bilir.…
MoreŞeyh Dede Ömer Ruşenî (ö. 892/1487) tarafından kurulmuş tasavvuf okulu olup Halvetiyye’nin kollarındandır.…
MoreArapça, isimlerin rütbesi demektir. Esma-i İlâhiyye’nin mertebeleri.…
MoreArapça, görmek demektir. Tasavvufta rüya üç türlüdür. İlâhî, melekî, şeytanî. Rüya tabiri, başlı başına bir maharettir. Görülen her rüya, görenin için: yansıtan bir aynadır. Meselâ.rüyada görülen her hayvan, görenin nefsinin hangi hayvanın…
More