Arapça, boğazlama demektir. Nefsi öldürme, ancak bu, nefsi terbiye etme manasındadır. Peygamberimizin “benim de nefsim vardı. Ancak o müslüman oldu, artık bana kötülüğü emretmiyor” ifâdelerindeki gibi bir terbiye, tasavvufta zebh ismini alır. Tasavvuftaki zebh-i nefis, maddî ölüm değil, onu sahip olduğu kötü sıfatlardan kurtarma eğitimine denir. Buna tezkiye, arınma, gibi farklı isimler de verilebilir. Bakara suresinin 54. âyetindeki “nefislerinizi öldürünüz” ibaresinden kastedilen de, bu manadır. Maddî ölüm değildir.