Zühd ne demek?

1 min read

Arapça, rağbetsiz olmak yüz çevirmek demektir. Kur’an-ı Kerim’de sadece Yusuf suresinin 20. ayetinde geçer. “Yusuf’un satışı konusunda) rağbetsiz idiler” Tasavvufta dünyaya dolu dizgin dalmamak esastır. Zira Kur’an-ı Kerim’de bunu destekler tarzda çok sayıda ayet-i kerime vardır, işte bir kaçı: “Ey inananlar! Eş ve çocuklarınızdan bir kısmı size düşmandır, onlardan sakının…” (Tegâbün/14), “Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız bir fitnedir.” (Enfâl/28), “Dünya hayatı, gurur metaından başka bir şey değildir.” (Al-i İmran/185) “Dünyanın metaı azdır. Ahiret ise mutlakiler için daha hayırlıdır…” (Nisa/77), “Dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir.” (En’âm/32) “Ahiret dururken dünya hayatına mı razı oldunuz. Dünya hayatının geçimi, Ahirete nisbetle çok azdır.” (Tevbe/38). Sûfiler, Zühdü, çeşitli şekilde yorumlamıştır. Haramdan zühdetmek, zühddür. b) Helalden de zühd edilir. Bu ikincide, nasibine düşenin azıyla yetinip, artanı fakirlere tasadduk etmek gibi bir fazilet vardır. Süfyan-ı Sevrî, dünya ile ilgili isteği azaltmayı, zühd olarak tanımlar. Cüneyd de “elin boş olduğu şeyden, kalbin de boş olması, yani elde olana kalbin razı olmasıdır” diye bir tanım getirmiştir. Mesrûk “Allah ile beraberken, bir sebebin etkisinde kalmayan kişiye” zâhid der. İbn Muâz “alâka olmadan amel işleme, tamasız söz söyleme, reisliğe ulaşmadan izzetli olmaya ulaşılmadıkça, zühdün hakikatine erilmez” şeklinde farklı bir yorum yapmıştır. Muh-sinlerin, salihlerin müminlerin ve müslümanların zühdü, dünya ve onun zatından dolayı olurken, şehidlerinki, hem dünya, hem de âhiret konusunda gerçekleşir. Sıddıklarınki de diğer mahlûklar hakkındadır; onlar Hakk’ı O’nun sıfat ve isimlerinden başkası olarak müşahede etmezler. Mukarrabînin zühdü de, isim ve sıfatlarla bekada olur, ki bu son grup, zatın hakikatındadır.

Biz melamet bekleriz

Sanma keramet bekleriz

Şöhreti zühdü bıraktık

Hep nedâmek bekleriz

Hâşim

Rate this post
Haber Oku
Tidings Globe